6 Mart 2018 Salı

Annelik yürek yangını.

Bugün bütün gün toplantıdaydım,akşam 16 gibi çıktım tam bir nefes alacaktım ki bakıcımız Seval Hanım aradı.
Kendisiyle hep yazıştığımız için ondan gelen telefonu hiç sevmem,o çalan telefon sanki farklı çalar.
Telefonu açar açmaz,telaşlı sesini farkettim.
Sarp'ı kedi tırmalamış kapının önünde,napalım diye soruyor.
Ah ben bir bilsem!

Hemen doktorumuzu aradım.
Sabunlu su ile güzelce yıkasınlar,batikon sürsünler ve kuduz merkezine yada araştırma hastanesine gitsinler dedi.
Neyse ki annem bizdeydi.
Hemen taksi çağırdım,ablamın yanına hastaneye yolladım,ben de işten koşarak çıktım.
Bensiz aşı olmamalıydı.

Eski İzmir'de girmediğim sokak kalmadı.Malum acelem var ve ablamın yolladığı konum farklı gösteriyordu.Çıldırmamak elde değil.Hayır işin kötüsü öyle yerlere girdim ki kesseler kimsenin ruhu duymayacak.

Sonunda vardım.Sarpellom,anane,babane,teyze,Seval hanım hepsi kapının önünde bekliyorlar.
Girdik içeriye,hala aşı yaptırmama derdindeyim.Talat'a ulaşamadım.Böyle durumlarda nedense tek başıma karar almayı sevmiyorum,hele ki söz konusu Sarpellomsa.

Kediyi 10 gün içinde kaybetmezseniz gerek kalmayabilir dediler.Aldım kuzumu çıktık,tabi etrafımdaki sinirli gözlere aldırış etmeden :)
Eve gelince Talat'la konuştum,yaptıralım kararı aldık,haydi tekrar hastaneye,bu sefer oğlumla başbaşa.

Sedyeye oturdu kalkmıyor sıpa,türlü türlü şebeklik.Sağolsun bir amca da o kadar ilgilendi ki.
Aşı olurken hafif ağladı ama benim içim yangın yeri.
Bir kuduz maceramız da olmuş oldu.

P.S. Kedi hala kapımızın önünde,hani şu benim sevmediğim beyaz kedi :)bu hafta 3.doz aşısını da olacak,inşallah 5 doza gerek kalmaz.

P.S. 2 . Kedinin kuyruğunu çekmiş bizim sıpa,halbuki çok da sever normalde.
Fito.