25 Nisan 2012 Çarşamba

23 Nisan,neşe doluyor insan...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,bütün yurtta neşe içinde kutlandı.Her yerde kırmızı bayraklar,mutlu mutlu çocuklar.
Tabi biz bunların hepsine televizyondan şahit olduk.Buradaki kutlamalar! diğer yerlerden biraz daha farklıydı.
Alışveriş merkezinde özel bir okul öğrencilerinin kutlamaları ve spikerin sunduğu değiştir yarışması eşliğinde kutladılar.


Bir de bugünün diğer bir özelliği var.30 yıllık şirketimizde ilk defa bugün resmi tatildi. :) Hepimiz şaşkınlık içinde güzel bir tatil günü geçirdik sanırım.


Evvvettt bugünü benim,bizim için anlamlı kılan bir başka önemli olay,nişanımız...
Evet tam bir yıl önce bugün birbirimize ilk sözü vererek çok önemli bir adım attık.
Buyurun buradan;




Umarım en kötü günümüz hep böyle neşeli,hep böyle bol gülümsemeli olur.Kocamı çokk ama çok seviyorum ben.
Bugünü daha da güzelleştiren olay ise,babamın bizi arayıp,nişan yıl dönümümüzü kutlaması oldu :)
Etrafımda beni seven bir eşim,mükemmel bir ailem ve bağlarımızın her geçen gün güçlendiği arkadaşlarım olduğu için sanırım çok şanslıyım.
Herkese bol şans...


Fit.

F,G VE P...

Evet biz f.g.ve p 3 kız idik.İsimlerini ifşa etmek istemedim arkadaşlarımın :)
Ortaokul,lise derken üniversite yılları geldi çattı.Sürekli beraberken birden yollarımız ayrıldı.
Ankara,Kütahya ve Mersin...
Birbirinden apayrı,uzak üç şehir.

Telefonlarla görüşmeye çalışıp ayda yılda bir defa,bir araya gelmeye çalıştık.Yıllar geçti,mezun olduk.
Bu süreçte aklımıza birden lisede yazdığımız defterler geldi.Biz üç kız kendimize günlük tutmuştuk.Nasıl mı?
Defterler birer hafta birimizde duruyordu.Ne yapıyorsak hepsini yazıp,diğer hafta bir diğerine veriyorduk defteri.
Yıllar sonra okumak o kadar eğlenceliydi ki...O yıllarda dert diye düşündüklerimiz o kadar komik,tartıştığımız şeyler aslında o kadar eğlenceliymiş ki :)
Bence herkesin zaman zaman böyle defterleri,anıları olmalı.Blog yazma isteğim belki de bundan.

Mezun olduktan sonra biz birden g ile İzmir'de buluştuk.Güzel geçen kısa bir süre.İstediğimiz zaman bir araya gelebilmenin keyfi.Alo dediğinde görüşeceğin arkadaşlarının olması paha biçilmez.

Şimdi mi...f,diyabrakırda
g(en şanslı kişilik) İzmirde
p ise kocaelinde.

Herbirimiz ayrı köşelerde ve ben ikisini de çok seviyor ve çok özlüyorum.

Fit.


19 Nisan 2012 Perşembe

Diyet sorunsalı...

Malum yaz yaklaşıyor...Herkeste tabii özellikle biz bayanlarda almış bir telaş gidiyor.
Ay 2 kilo fazlam var sanırım,yok yok sende hiç bir şey yok sana öle geliyor.
Olur mu,nasıl bikini giyeceğim.
Diyet şart!
Spor şart!

Yok yok yanlış anlaşılmasın,kızdığım,kınadığım için değil,sadece bende o gruptan biri olduğum için ara ara bazı bazı çok gülüp eğleniyorum.
Ne gerek var bu kadar şebekliğe diye.
Bir kibrit kutusu peynir(kibrit kutusu olmasaymış vay halimize)
3 zeytin
5 kaşık yemek
2 fındık
1 ceviz....

Şak bir yana,tabi ki insanın hayatında spor olması gerekli,hatta bence spor hayatımızın parçası olması gerekli ama nedense hep kilo aldığımız zamanlar da aklımıza geliyor,biz sevgili kocamla düzenli yürüyüşlerimize,masa tenisimize ve tenise başlamış bulunmaktayız.Vatana millete hayırlı olsun.Umarım sadece kilolar gidene kadar değil,sürekli hale getirebiliriz.

P.S.Ben son iki ayda diyetimi yaparak,istediğim kiloya gelmiş bulunmaktayım.
Nasıl mı?
Buyurun buradan...


Şafak



Bugün sabah sabah yine kendimi bir şeyler hesaplarken buldum.Şuna kaç gün kaldı,buna kaç gün kaldı.
Hayatımın genelinde planlı programlı olmayı seven biri olmama rağmen,son altı hatta yedi aydır bu olayı biraz abartmış bulunuyorum sanırım.


Oturup sürekli buradan gideceğimiz güne ne kadar kaldı diye hesaplar yapmadan duramıyorum..Hele ki biri sormasın.''Ee ne kadar daha oradasınız?''
Hımmm...zor bir soru.Çin takvimine göre mi,Maya takvimine göre mi,diye sorasım geliyor.O da ne demeyin.Normalde seneye Haziran ayında İzmir'de olmayı planlıyoruz evet malesef bu henüz sadece bir plan :(
Bu da demek oluyor ki,önümüzde 14 ay,Google hesabına göre 1,16666667 yıl var.


Tabi bizim hesaplamamıza göre,kimine göre züğürt tesellisi olabilir,tatilleri,yaz tatilini,bayramları,gidebileceğimiz kursları çıkarsak 3 ay kaldı,Google hesabına göre 121,7474 gün.Nasıl ama???
Söylemesem de bu hesaptan sonra dil bölümü mezunu olduğumu ve yaklaşık 85965067 senedir matematik görmediğimi anlamış olmanız gerekir.
İşin içinden çıkamayacak olursak da,ikinci züğürt teselli geliyor,amaaaannnn sağlık olsun da ne yapalım.Doğduğun yer değil doyduğun yer önemli,diyoruz.
Hıh!! Külliyen yalan.


Sevgiler.





17 Nisan 2012 Salı

Diyarbakır (Osmanlı döneminde: Amid, Diyar-i Bekr)

Evet önümüzdeki hafta bugünlerde tamı tamına Diyarbakırda'ki 7 ayımızı doldurmuş olacağız.7 ay.Kimine göre çok kısa,kimine göre çok uzun bir süre.Ben sanırım artık zaman kavramını yitirmeye başlıyorum.Bir bakıyorum zaman hiç geçmeyecek ve buradan hiç gidemeyecek gibiyiz,sonra tekrar bakıyorum evet 7 ay bitmiş bile.İnsan hayatında hiç de azımsanmayacak bir süre.

Bugün , Diyarbakırda bu kadar süre geçirmeme rağmen etrafı tanımak adına hiç bir şey yapmadığımı yada yapmak istemediğimi farkettim.(Ben ki gideceğim yerlere aylar öncesinden araştırmalar yaparak giden,hatta olayı abartıp,gidilecek gezilecek yerlerin çıktısını alıp bir güzel işaretleyen insan)
Evet İzmir'den sonra burada yaşamak fazlasıyla zor geldi. Neyse ki burada yaşamayı anlamlı kılan bir kocam ve şirin bir evimiz var.

Bundan sonraki zamanlarda gezelim,görelim turları düzenlemeye karar verdim.Evet şimdiye kadar ufak tefek geziler yaptık,etrafta görülmesi gereken yerlere şöyle bir göz attık ama buradan gittikten sonra Diyarbakır ile ilgili her şeyi bileyim,her yeri gezmiş olayım,gelmek isteyenlere (ne kadar tavsiye etmek istemesem de)önerebileceğim yerler olsun istiyorum.

Bugün internetten araştırmaya başlıyorum.Umarım buradaki arkadaşları kandırıp,kısa ama güzel turlar yapabiliriz.

Bu arada unutmadan,malumunuz yaz mevsimi yaklaşıyor,karpuz zamanı geliyor,bu fotolardaki karpuzlar ne ki,burada öyle karpuzlar var ki neredeyse için de benim bile resmim çekilebilir :)
Umarım en kısa zamanda Diyarbakır anılarımızı uzunn uzunn anlatabilirim.


16 Nisan 2012 Pazartesi

Dakika 1,gol 1...

evet daha ilk dakikadan blog oluşturma isteğimi hüsrana uğratmış bulunmaktayım...Gerek internetin yavaşlığı,gerek blog adımı yanlış yazmış olmam,bu konuda ne kadar ileyleyebileceğimi göstermiş oldu.Neyseki hemen bir tane daha hesap açıp doğru adı yazmış oldum.Diğerini silebiliyor muyum,onu da ilerleyen günlerde göreceğiz..Ama vazgeçmek var mı,hayır yok.umuyorum ki en kısa zamanda bu işi halletmiş,içeriği çözmüş olacağım...

nedendir bilmem içimde bir türlü bastıramadığım blog yazma isteğim var.nereden başlanır,nasıl yazılır,nasıl yapılır bilemesem de bir yerlerden başlamak gerekir dedimmm ve başladım.haydi hayırlısı...