25 Aralık 2018 Salı

Sarpello...2 yıl 8 ay 13 gün.. (25.12.2018)

Canım oğlum,hızla büyümeye devam ediyorsun,bende seninle birlikte tecrübe edinmeye.
Koşullar bazen beni/bizi çok zorlasa da,senin için en iyi olanı yapmaya çalıştığımızdan/yapacağımızdan emin olabilirsin.

Yalnız olmamız,yani bir kardeşin gelecek olması,iş yoğunluğu,büyüme stresin,hepsi bir taraftan bazen beni o kadar zorluyor ki.
Hemen kendime geliyorum, neden zorlanıyorum diye soruyorum ama çok da şaşırmıyorum.
Yorgunum.

Bağlılığın biraz bağımlı hale gelmeye başlıyor gibi ve biz panik olmaya başladık.
Okulda,oyun gurubunda özel seansa başladın.Öğretmeninle oyun oynarken,Seval hanım dışarıda bekliyor,okulun içinde ancak sizin diğer odanızda.

Bugün ilk defa ayırdılar sizi ve sen çok ağladın.Belki de çok değil ama böyle anlarda bir dakika bile bana bir asır geliyor.Her şeyi senin iyiliğin için yapmaya çalışırken,incineceksin,üzüleceksin diye çok korkuyorum.Mideme giren ağrı öyle büyük ki,anne olunca anlarsın lafı benim için bir kez daha kıymetleniyor.

Evlat sevgisi...Hiç bir şeye değişilmeyecek,tarif edilemez duyguymuş,yine-yeniden anladım.
Seni o kadar çok seviyorum ki,umarım hayatında boyunca senin çok çok mutlu olmanı sağlar,ve o anlarına tanık oluruz.
İyi ki varsın.

19+1

Kaşınıyorummm,kaşınıyorum deli gibi kaşınıyorum :)
Aylar öncesi stresli bir günde gelen kaşıntı,gebeliğin bu haftalarında beni biraz zorlamaya başladı.Uyuz gibi hissediyorum kendimi,hem kaşınıyorum hem her yerimi yara yapacağım diye korkuyorum.

Malum henüz bir ismin yok oğlum uzun sürede olamayacak gibi,ama hareketlerini o kadar güzel hissediyorum ki her an yanımdasın.
Duymaya başladığın zaman isminle hitap etmenin önemli olduğunu düşünüyorum ama bakalım kısmet :)

Geçtiğimiz hafta detaylı ultrasonda her şey normaldi,bu hafta tekrar gideceğiz.
Sarpın tepkileri çok tatlı,henüz bilmediği için,o sadece ekranda değişen renklerle ilgileniyor.
Umarım çok iyi geçinen kardeşler olursunuz.

Hamileliğe 56 işe başlayıp,55e düşüp en son 56.8 ile devam ediyordum.
Son 3 haftada iki kilo almışım ama hamilelik başlangıcını düşününce toplam 1 kilo.
Az kilo ile bitirmek yine hedeflerimin arasında,bu hafta kemerleri sıktım tekrar.Pardon boğazımı kestim demek daha mantıklı!

Uyku halimin geçmesi en güzel yanı zira ilk üç ay yine Sarpta olduğu gibi akşamları baygın moddaydım.

Her şey güzel olacak minik yavrum.
Yarısı bitti sayılır,sağlıkla gel.

17 Aralık 2018 Pazartesi

17+1...11.12.2018

Evet beklenen an geldi.
Hamilelikle ilgili en sevdiğim/ en özlediğim kısım bebeğin hareketlerini hissetmek sanırım.
Şimdiye kadar hamile olduğumu anlamadım desem yeridir.
İş yeri yoğunluğu,evin yoğunluğu,Sarp,Talat'ın yokluğu derken evde hep bir koşturmaca.
Ama bu bebeğin hareketlerini hissetmek... İşte o an anne oluyor insan.
Allah isteyen herkese nasip etsin.
Taze anne :))

27 Kasım 2018 Salı

Affetmek / 27.11.2018

Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.
Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı.
Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Affetmek insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir. Affetmek bir süreçtir.
Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur. Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.
Affetmek bir seçimdir. Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir. Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır. O acılar sizin acılarınız.
Affetmek kolay değildir. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
"Duygusal unutma" affetmenin diğer adıdır.
Halil CİBRAN

26 Kasım 2018 Pazartesi

Hayatta ölümden başkası yalan.

Sevmiyorum böyle yazılar yazmayı.
Ben nedense ölümü de sevmiyorum,kim sever ki?
Ben normal karşılayamıyorum,normalleştiremiyorum diyelim.

Uzak,yakın,genç,yaşlı.Her ölüm için benden bir parça eksiliyor sanki.
Ama bu seferki biraz fazla.
Teyze,anne yarısı derler ya.Bende beş tane teyze var,kimiyle daha yakın,kimiyle daha mesafeli.Mesafeli dediğime de bakmayın.
Sıralama yapmak gibi aslında.

İşte dün teyzemin cenazesindeydim.O kadar içi yanıyormuş ki insanın.Anlatılamıyor.
Annem; her zaman metanetli,dirayetli.Kadını kesseler acımaz öyle bir şey.
20 sene önce,kuzenim şehit olduğunda annem gidip,başkası gelmişti sanki.
Ben onu hiç öyle görmemiştim.
İşte şimdi yine aynı annem.Dirayetli,metanetli annem gidip,yerine başkası gelmişti.
İnsan teyzesine bu kadar üzülürken,annesi de öyle görmek çok acı.

Saatler içinde gerçekleşen ölüm.
Fenalaşma,ciğerlere pıhtı ve kalp krizi.Hepsi toplam 5-6 saat içinde gerçekleşiyor.
İnanılmaz.
Geriye sadece kocaman,nasıl yaşanacağı bilinmeyen bir acı.
Öyle büyük bir acı.

Mekanın cennet olsun teyzem.

24 Ekim 2018 Çarşamba

Sarpello okullu oldu.(29aylık)

Okul bizim için korkutucu bir süreç.
Havale geçmişi olduğu için,bir süre okula göndermeyip, bağışıklığı güçlensin istiyoruz,ki 5 yaşa kadar havale riski devam ediyor.
Ne kadar kaçabiliriz bu süreçten belirsiz ama insan bir kez daha yaşamak istemiyor.

Sarp'ın şahane bir park grubu var,aslında tam da oyun grubu gibi :)
Orada tanıştığımız bir öğretmen sayesinde,Göztepe'de bie oyun grubundan haberdar olduk.
Haftanın iki günü,ikişer saat.Sabah 9.30-11.30 arası ve eve yürüme mesafesi.
Saatleri çok uygun.
Sarp kahvaltısını yapacak gidecek,döndüğünde uyku saati.
Şahane!

İlk gün beraber gittik.
Beş kişilik gruplar.
Oyuncak salonu,oyun hamuru salonu,top havuzu ve tırpanma duvarının olduğu salon ve arka bahçe.
Gayet keyifli bir yer.
Bakalım Sarpello'da yeterince eğlenecek mi.
Okul hayatı başladı,vatana,millete hayırlı olsun :)

Fitnat.

Sarp'ın tuvalet eğitimi...(26 aylık)

Nedense Sarp'la ilgili hiç bir şeyde kaygım olmadı.
Yemesi,içmesi,uykusu,tuvaleti.
Bebekti,çocuktu ve kendine göre bir düzeni olacaktı.
Böyle yaklaşınca insan mental olarak daha az yoruluyor bence.(yorgunluk kısmıma değinmek istemiyorum)

Tuvalet eğitimi,yeğenlerimin çok kolay olmuştu.Erkek olmaları ve yazın Mordoğan'da kalmaları sebebiyle annem şişeyle başlamış ve eğitimlerini tamamlamıştı :)
2018 Haziran ayında,bakıcımızın 3 gün izinli oluşu,sonradan araya bayram girmesi sebebiyle biz de başlamaya karar verdik.

Tuvalet eğitimi ile ilgili;

* Annenin hazır olması çok önemli.
* Çocuk hazır mı değil mi,sinyalleri yakalamak çok önemli.
* Hiç bir çocukla kıyaslamamalı,her çocuğun rutini olaylara hazır oluşu farklı
* İki yaştan önce bence başlanmamalı,hatta üç olduğunu söyleyen uzmanlar var (kasların gelişim nedeniyle)
* Bir kez karar verildi mi geri dönüşü olmamalı,çocuk iki kez altına yaptı diye tekrar beze dönülmemeli.
* Sürekli kaka/çiş muhabbeti yapılmamalı yada soru sorulmamalı (biz sorduk)
* Altına kaçırdığında üzerinde çok durulmamalı,neden yaptın,hani sen büyüdün vb. Sadece temizlenmeli.
* Tuvalet gereçleri erişebileceği yerde olmalı,kendi oturabilmeli.
* Yatak koruyucu kesinlikle olmalı
* Lazımlık,tuvalet adaptörü hatta mümkünse taşınabilir tuvalet alınmalı
* Bol bol eğlenceli külot

Sarp'ın maceraları...

Haziran ayında,önce gündüz bezini çıkararak başladık.Annemlerin bahçeye lazımlığı koyduk ama özendirici olabilmesi için çime yapmasını kabul ettik :) Çok doğru bir yöntem değil bence.
Gece bezleri bir süre kuru gibi geldiği için gece bezini de çıkardık.Bazen tuvalete yapmak istemiyor,bezini bağlamak istiyordu.Tüm bezlerini topladım ve sepetinin boş olduğunu gösterdim.Artık tuvalete gidebileceğini anlattım.

Lazımlık,tuvalet adaptörü,taşınabilir tuvalet (potette) aldık.İkeadan tabure alıp lazımlığın önüne koyduk,kendi inip çıkabilmesi için.
Bir tane de lavabonun önüne,ellerini yıkayabilmesi için.
Bol bol sticker aldım,tuvalete çiş/kaka yapınca duvara yapıştırdı.
Ateş ve kuzenlerinden gördüğü için tuvalet biraz özendirici oldu.

Başlayalı 4 ay oldu. Her şey çok güzel gidiyor. Çok kısa sürede alıştı.
Ancak hala kaçaklar oluyor.
Oyuna çok daldığında mutlaka soruyorum çiş/kaka var mı diye.
Gece üşüdüğünde,ya da yatmadan çok su içtiğinde sabah sürprizle uyanabiliyoruz.
Gerçekten çok ama çok yıpratıcı olabiliyor,gece yada sabah üstünü,çarşaflarını değiştir,sil baştan.
Ama çocuk,ve alışma süreçleri.
Yapacak bir şey yok.

Herkese bol şans.
Fitnat.

22 Ekim 2018 Pazartesi

Yine,yeni,yeniden... Hoşgeldin 2.gebelik.

Kafamda bir hunimin eksik olduğu günlerde,ikinci bir yavruyu istemek,planlamak delilik değil de nedir?
Sarp doğduğu günden beri hep ona bir kardeş hayal ettim.Benim dünyamı paylaştığım bir ablam vardı ve bence herksin bir kardeşi olmalıydı.
Aralarında kaç yaş olmalı? Benim psikolojim buna elverecek miydi? İki çocuğa bakabilecek miydik?
Kafamızda deli sorular varken,karar verdik. Olmalıydı?
3 yaş idealdi ve bahar aylarında doğarsa yazın şahane zaman geçirecektik.
Hepsi planlı mı? Evet planlı.Neden benden bahsediyoruz :)
Hayatımın tümünü plan yaparak geçirebilirim :)

8 eylül,regl tarihim ve elimde tüm testler,yine,yeni,yeniden aynı heyecan.
BİNGO!
Testler pozitif ve hamileyim :)

Bu sefer hayalimde herkese video çekerek haber vermek vardı,o zaman başlayalım dedim.
İlk kurban Talat :)
Kızlara video çekelim diye konuya girip,hamile olduğumu söyledim.
Nedense yaptığım 2498765456789 şakadan dolayı,inanmadı.
Beklediği,beklediğimiz bir haberdi ama inanmadı yada tepki veremedi :)
Daha sonra ikimizde yine aynı şekilde heyecanlandık.

Beni zor bir sürecin beklediğinin farkındayım.
Sarp var,Talat yok.
Olsun,Sarp için,kendimiz için ve doğacak bebeğimiz için bence en doğru kararı verdik.
Umarın bizim kadar evlatlarımız da mutlu olurlar bu karardan.

Allah isteyen herkese nasip etsin.
Anladım ki,birinci de yaşadığın heyecanı,bütün çocukların için yaşayabiliyorsun.

Sağlıkla gel yavrum.
Fitnat.

18 Ekim 2018 Perşembe

Bebek Bakım Ürünleri

Daha önce bir kaç kez yazmışım ama bir daha yazayım nitekim aklımda kalmıyor.

KOZMETİK ÜRÜNLER;

* Şampuan,losyon : Earth mama angel baby,honest ya da badger balm (ilk 6 ay şampuan kullanmadım)
* Güneş kremi : Badger Broad spectrum SPF 30 (ilk 1 sene kullanmadım) Raf ömrü 1 yıl
*Sinek kovucu : Badger Anti-hug : Hiç kullanmadım ama araştırmıştım.
* Tarak& Fırça : Wee Baby : Her gün fırçaladığımız için konak problemi olmadı
* Tırnak makası seti : Bebedor : Bence her markanın olur,ben hala makasla kesiyorum setin içindeki,tırnak makasına geçemedim.(2.5 yaş)
* Sıkıştırılmış pamuk : Baby&Me : Makyaj pamuğu gibi,altını hep su+pamuk ile temizledik
* Çamaşır deterjanı& Biberon temizleyici : Yeşil anne (internetten sipariş)

SAĞLIK

* D vitamini : D drops. 15 günlükken başlayıp,1 yaşına kadar kullandım.
* Demir ilacı : Novaferrum. 4 aylıkken rutin olarak başlıyorlar ancak kan tahlilleri yaptırmadan kullanmadım.Sarp 2.5 yaşındayken kullanmaya başladım.
* Pişik kremi : Earth mama angel baby / Sudokrem. İlk başka kakadan dolayı bir kızarıklık olmuştı,EMAB çok işe yaramadı,sudokrem çok iyi geldi.Sürekli pamuk+ su ile temizlediğim için hiç pişik olmadı diyebilirim.
* Serum fizyolojik : Herhangi bir ecz markası olur.
*  Burun aspiratörü : Otribebe,en bilinen kullanışlı marka

KULLANDIĞIM ÜRÜNLER

* Buhar makinesi : Weevel : Odasındaki nem hep yeterli olduğu için kullanmadık.
* Süt sağma makinesi : Philips avent : Ben memnun kaldım,Medela kullananlar da memnun.
* Biberon : Philips avent
* Emzik : Kullanmadık ama çeşit çeşit alıp bebeğe uyanı tercih etmek  lazım.
* Bez : Prima
* Anne sütü saklama poşeti : Lansinoh
* Tek kullanımlık alt açma : Baby & Me
* Küvet & Ayağı & file : File hiç kullanmadık hep içinde yüzdürdük
* Yan yatma yastığı : Mycey aldık,memnunduk.İlk 1-2 ay sürekli yan yastığı ile yattı
Oda termometresi : Loobex ,memnunuz
* Görüntülü telsiz : Motorola,çok çok memnunuz
* Ateş ölçer : Kulaktan,alından ve dijital koltuk altı var,hepsini kullanıyoruz
* Bebek arabası : Kraft twix rlx : Çok memnun olarak kullandık ancak çalındı :)
* Baston puset : Baby hope : Evet biraz dandik ama bundan da bir tane çaldırdığımızı,yenisini aldığımızı düşürsek şahane bir ürün :) 3 yatış şekli var,hafif.
* Park yatak : Chicco : İlk7-8 ay yattı,alt açma ünitesi de vardı çok memnun kaldım.
* Yatak : IKEA Kura modeli : Park yataktan buna geçiş yaptık,çok memnun kaldım.

** İkea kilitli poşet : Her şey konulabilir,can kurtarıyor.
** Ev içi ayakkabısı : IGOR
** Islak mendil : Unibaby (pamuklu su) +2 yaştan sonra dışarıda herhangi bir şey silmek için kullandım.

18 Eylül 2018 Salı

30 günlük minimalist challenge.

Uzun zamandır kendimle alakalı bir şeyler yapmadım/yapamadım.
Instagramın sayılı nimetlerinden yararlanıp,kendim için 30 günlük minimalist challenge hazırladım.

İlk günden itibaren tamamen uygulayabildiğimi söyleyemem ama çabalıyorum.
Bugünden itibaren sıkı bir şekilde uymaya çalışacağım.
Sonra uyamadığım günleri sil baştan.

Challengeleri her zaman sevmişimdir.Hadi bakalım gelsin yenileri :)
Excelde olduğu için karışık oldu biraz idare edin :)
Fitnat.
  3.Eyl 10.Eyl 17.Eyl 24.Eyl 1.Eki
  1 günlüğüne offline ol.Sosyal medya, telefon, TV, haberler, gazete... enerjinizi çeken ne varsa 1 günlüğüne uzaklaşın. Yalnız olmanın tadını çıkar.
En az 3 saati(daha fazla da olur) yalnız, sosyal medyasız ve TVsiz geçir.
Sadece TV izlememek değil, arka planda bile açık olmasın. 
Günlük Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin.Sabah rutinininizden çalışma şeklinize,
akşam gerçekleştirdiğiniz aktivititelere kadar...
Hangi davranışlarınızı geliştirebilirsiniz, hangilerini yapmaya son verebilirsiniz,
Rahatlatıcı bir uykuya geçiş rutini yaratın Bildirimlerini kapat.Kontrol etmek için zaman belirler
  4.Eyl 11.Eyl 18.Eyl 25.Eyl 2.Eki
  Onbeş dakika meditasyon yap  Güzellik ürünlerinde küçülmeye git.Düzenli olarak kullandığın güzellik ürünlerini saçtan, ayağa kadar listele.Diğerlerini at 24 saat boyunca hiçbir şey satın alma.Hastalıklı bir durum olan "duygusal harcama" döngüsünden kurtulmak için
24 saat boyunca hiçbir harcama yapmayın,yemek dahil.
Makyajsız gün.Makyaj ve bakım kremleri kullanmadan bir gün geçir Son 5 alışverişini gözden geçir.
  5.Eyl 12.Eyl 19.Eyl 26.Eyl  
30 GÜN MİMİMALİST CHALLGENGE Dijital yaşamını yavaşlat.Bilgisayarınızdan gereksiz dosyaları sil, masaüstünüzü temizle.
Telefonunuzdaki gereksiz uygulamaları kaldırıp,
fotoğrafları ayıkla.
Yemeğe kadar sosyal medya ve emaillere bakmak yok 
Günün en verimli saatlerini, işleri halletmek için kullanın.
Ne kadar hünerli olduğunuzu göreceksiniz!    
Tek işe odaklan.Bugün sadece bir işe yoğunlamşamaya çalış.
Yaptığın iş bittikten sonra yenisine geç.
Şükran duy.Hayatta minnettar olduğun herkesin/her şeyin listesini yaz.  
  6.Eyl 13.Eyl 20.Eyl 27.Eyl  
  Hiçbir şeyden şikayet etmeden bir gün geçir.Şikayet ve olumsuz düşünce kalıplarının üretkenliğe etkisi sıfırdır.
Bugün küçük şeyler için şikayet etme.
ya kabul edip hayatına devam et yada bir çözüm bul.
Tüm sorumluluklarını / taahütlerini değerlendir.Şimdi dürüst ol.
Hangilerini görev olduğu için yapıyorsun,
hangilerini yapmaktan gerçekten zevk alıyorsun?
Sosyal medya temizliği..Yılardır görüşmediğini arkadaşlar ile
Facebook'da hala arkadaş kalmaya ihtiyacın var mı?
Listelerinizin üstünden geçi ve olabildiğince sayıyı azalt
Bütün bir günü plan yapmadan geçir  
  7.Eyl 14.Eyl 21.Eyl 28.Eyl  
  Hayatın ile ilgili 3-6 adet öncelik belirle.Bugün derinlere in, önceliklerini belirle.
Minimal, basit, sade yaşam en önemlisi,
bunu günlük rutinine nasıl ekleyeceğini düşün.
Bu yıl için hedeflerinizi belirleyinedeflerinizi belirlemek, yaşamınıza pasif bir şekilde devam etmenizi engelle  Yürüyüşe Çıkın ve Farkındalığınızı Arttırmaya Çalışın.Etrafına bak ve daha önce görmediğin şeylere odaklan. Sizi strese sokan tetikleyicileri bulun.Bir hafta boyunca sizi strese sokan şeylerin listesini yap  
  8.Eyl 15.Eyl 22.Eyl 29.Eyl  
  Kendine bir sabah rutini oluştur.Sabah sosyal medya veya mailleri kontrol etmek yerine,
rahatlatıcı veya enerjik bir sabah ritüeli ile başla.
Müzik dinle, meditasyon, yoga yap, kitap oku.
Kıyafet dolabını temizle.
Tüm öğleden sonranızı, dolabınızı parça parça gözden geçirmeye ayırın.
İlham vermeyen ve sizi iyi hissettirmeyen kıyafetlerden kurtulun.
TV Yok, Okumayı Tercih Edin.Tüm elektroniklerden uzaklaş ve en az 20 sayfa kitap oku. Evin en karışık çekmecesini elden geçir.Duygusal olarak bağlı olduğunuz ama asla bakmadığınız bir yerde duran eşyalar ile bağınızı koparın.
İşte bu gerçek terapi!
 
  9.Eyl 16.Eyl 23.Eyl 30.Eyl  
  Okuma Listeni Küçült.Sürekli ekran görüntüsü aldıkların ama okumadığın kitapları azalt Yeni bir beceri öğrenmek için adım atınYeni bir şeyler öğrenmek, ufkunuzu geliştiri ve eğlencelidir. 20 Dakika Boyunca Günlük Tutun.Aklına gelen her şeyi yaz Hedeflerinizi doğru belirleyin.Bir anlamı olmayan hedeflerin peşinden gitmeyi bırakın.
Bugün bunun için güzel bir başlangıç!
 

6 Eylül 2018 Perşembe

Annelik yürek yangını!

Her akşam olduğu gibi rutinimizi tamamlayıp, uyuma hazırlığına geçtik.
Sarp: Anne bana bebekken kim baktı?
Ben : Ben baktım annecim.
Sarp : Hayır,Seval teyze öyle demedi. Seval teyze bakmış.Babamla, sen neredeydinnn??

İnsanın burnunun direği sızlar ya,işte tamda öyle bir an.
Bakıcımız neler anlattıysa :( Ağlarken,ağlarken uyuyakalmışım.

Keşke insan çocuğunun geleceği için çalışmak zorunda kalmayıp,çocuğun zamanından çalmasa...

19 Temmuz 2018 Perşembe

Ben,benden gittim gideli.

Son zamanlarda hiç olmadığım kadar yorgun,hiç olmadığım kadar kırgın,hiç olmadığım kadar mutsuzum.
Nedeni mi?
Bazen biliyorum,bazen bilmiyorum desem yeri.
İnsanın canı hem gülmek hem ağlamak isteyebiliyormuş.

Biri nasılsın dese oturup ağlayasım geliyor.Ben de bilmiyorum çünkü nasıl olduğumu.Neyin,neden olduğunu...
Annelik çok çok güzel bir duyguymuş ama yalnız olunca bir o kadar zormuş.
Sarp için kendimce 2 yıl,3 ay,7 gündür :) en iyisini yapmaya çalışıyorum.Aslında yapmak zorunda olduğumu da biliyorum.
Bu çocuğu ben doğurdum,bile bile,isteye ,isteye. Şimdi tabi ki bakımından,yemesinden,giyinmesinden ben sorumlu olacağım.Ay o kadar uykusuz günlerrrr geçirdim ki diye başlayan cümlelerim olmadı mı,oldu. Ne için,kimin için? Sanırım konuşmak,kendimi iyi etme yollarımdan biri.

Eskiden gezmeyi,yemeği,içmeyi seven biri olarak insan bir dumur oluyor.3 yıldır kaç kez kendim için bir şey yaptım sorusunu hiç aklıma getirmemeye çalışıyorum mesela :) Yılların bu kadar hızlı geçtiği zamanda,insanın kendine zaman ayırmaması ,ayırmamış olması diken gibi batıyor kendine.Canını acıtıyor. Bir süre sonra görev haline gelen bunca şeye kendim alt yapı hazırlamadım mı? Hazırladım.

Kendimle beraber başkalarına da kızıyorum zaman zaman.Nedense birikmişlikten mi bilinmez kızgınlıklar bir anda kırgınlık oluyor,o insanı üzüyor,hem de fazlasıyla.
Ben ne zaman böyle içime atar oldum,kabuğuma kapandım orası bilinmez.
Ama sustukça birikti,biriktikçe dağ oldu.Önleyemiyorum.
Neden desen,cevap veremiyorum,konuşamıyorum.
Her şey boğazımda bir yumru,oturuyor kalkmıyor.
Gözlerim nemli nemli.
Tek bildiğim şimdilik yorgunum,kelimelerle ifade edilemeyecek kadar.
Geçecek mi evet.

Tek isteğim hasarsız,kazasız,belasız geçip gitmesi.
Hem de bir an önce.

Son isteğim de mutlu olmak.Şen kahkahalar atacak kadar mutlu,umutlu.

2 Temmuz 2018 Pazartesi

Çiş,kaka,tuvalet. Kısacası bok muhabbeti.

Oğlum diye söylemirum,Sarp tam bir dahi.
Çişini lazımlığa yapmaya başladı :)))
Kendim yazıp, kendim eğleniyorum hatta sesli güldüm.
Anneler arasındaki yarışlar tam GOT tadında.İzledikçe doyamıyorsun.

Meme bırakma işlemini de bitirdiğimize göre sıra geldi çiş,kakaya.
Aslına bana sorsanız beş yaşına kadar söylemese de olur.Ne kadar rahat bezi bağla çık.
Ama yaz günü çocuğa daha fazla çin işkencesi yapmak istemiyorum.

Bakıcımız Seval Hanım'ın üç günlük izin almasıyla,biz de kendimizi Mordoğan'a attık.
Eren ile Ozan'ın orda olmasından,Ateş'in izlediğimiz tuvalet videolarından cesaretlenerek gaza geldik.
Daha önce her türlü lazımlığı alıp bu yola başkoymuştum :)
İlk günler çim sulayalımla başlayan maceramız,lazımlığa kaka yapmayla devam etti.
İlk 4-5 gün her şey çok güzeldi.
Sadece uyurken bez takıyor daha sonra çıkartıyorduk.
Tatil bitti eve geldik.Yine kör topal idare ettik.

Bayram tatili de şahane denk geldi. Ohhh Mordoğan'da sere serpe her şey yolunda.
Eve döndük 2 gün boyunca arzular şelale. Evin farklı yerlerine işaret koymuş Sarp paşa.
Şimdi gece de bağlamıyoruz, tabi ki kaçaklar oluyor ama henüz bir ay bile olmadı başlayalı.
Her şey o kadar kolay oldu ki, bence bunu da başaracağız canım oğlumla.

Sevgiler,
Fitnat.

Meme bırakma zamanı- Nisan 2018.

Ben atlamışım sanırım bu konuyu ya da yazdım ama hatırlamıyorum :)
Önemli konuları yazmak istiyorum çünkü her ne kadar istesem de bir türlü not almayı başaramadım Sarp doğduğundan beri.
En azından burda yazdığı zaman dönüp dönüp bakmak kolay geliyor :)

12-15 Nisan 2018 tarihleri arasında İstanbul'da fuarım vardı.Bende aylar öncesinden bir stres bir karın ağrısı.
Nasıl yapacağım,işin içinden nasıl çıkacağım,kafamda deli sorular...

1-Fuardan bir gün önce gitmem lazım hazırlıkları takip etmek için.
2-Fuar sonuna kadar beklemem lazım bir aksilik olmaması için.
3-Talatın hafta içi izin alma şansı yok.
4-Sarp kimsede kalmaz ayrıca süt stoğum yok,kalamaz.
5-5-6 gün görümeden duracağımıza mı yanarım,nasıl duracağız o kısıma mı yanayım?

Derken,sanırım bir mucize oldu ve Talat'ın ikinci uçağı tam fuar öncesi bitti.Bu demek ki,iki hafta izinli olacak. Nasıl bir şans,ya da muzice.Adını tam koyamadığım ama içimi ferahlatan bir his.
Hep beraber gideceğimiz için arabayla gitmeye karar verdik.Beraber otelde kalıp,gündüz ben fuara onlar baba-oğul gezmelere.
Fuar etrafında çok güzel parklar olduğu için hiç zorlanmadan şahane zaman geçirdiler.
Geceleri de beraber olduğumuz için ben de bir nebze vicdan azabımı azaltmış oldum.

Malum artık Sarp iki yaşında olduğu için bir şekilde emzirmeyi de bırakmam lazım ama nasıl olacak bir türlü kafamda oturtamıyordum.
İstanbul dönüşü emzirirken koltuğuna oturmak istedi,o an bir ışık yandı.Koltuğuna koyacağımı bundan sonra da memenin olmayacağını söyledim.
Gayet güzel bir şekilde uyudu.
O gece emzirmedim.Uyanınca elini tuttum.
Daha sonra ki geceler de hiç emzirmedim,Sarp da çok zorlamadı.Ara ara sordu,istedi anlattım.
Hiç bu kadar kolay olabileceğini düşünmemiştim.

Fuar dönüşü Gümüdür'de 3 günlüğüne bir otele gittik,orda da memesiz uyudu.Tabi biraz uzun sürdü,su içicem,orda yatçam burda yatçam,kucağına gelcem,ee aç diye diye :) Olcak tabi unlar çocuk en nihayetinde.

Ta ki o gün gelene kadar zorlanmadım.
Eve döndükten sonra ilk 2 gün bakıcıdan bana gelmek istemedi.Bir gün kucağıma alığ yukarıya çıkardım,salona geçtik kucağıma oturdu.Bir ağlamaya başladı ama ben Sarp'ı böyle ağlarken görmemiştim diyebilirim.O kadar endişelendim ki,o suratının hali hala gözümün önünde.

Sorular sordum,düştün mü ,bir yerin mi acıyor.Parkta düştüğünü,ayağının acıdığını söyledi.
Sonradan anladım ki meme için ağlıyor.
O ağladıkça ben ağlıyorum, ben ağladıkça o hayır diyerek gözyaşlarımı siliyor.
Annelik yürek yangını.

P.S :
1-Meme bırakmak bana daha zor geldi,sanki aramızdaki bağ koptu hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
2-Kaç gece acaba bir kez emzirsem mi diye düşündüm hiç hatırlamıyorum ama kendime hep engel oldum.
3-24 ay emzirdim,23 ay sağdım sanırım yeterli bir süre.
4-Geçen gün anne memeye bakçam diyerek açtı ve sadece meme bitti dedi,o bile o kadar zor geldi ki,sanırım büyüklere her şey çok daha zor geliyor.
5-Gece uyanmaları 5-6 defadan 1-2'ye indi,hatta bazen sabaha kadar uyuyor benim için mucize.
6-Sabah kalkma saati 9 değil 6 oldu :) Olsun, o da kabulüm.

Herkese nasip olsun çok güzel bir duygu emzirmek.
Hala gözlerimin dolduğuna göre,ben hala lohusayım :)
Yaşasın anne olmak ve bitmeyen lohusalık.
fitnat.

18 Haziran 2018 Pazartesi

2 yaş kontrolleri. 04.06.2018

Uzun zamandır düzenli yazamıyorum ama burası inanılmaz işime yarıyor.
Bir çok şeyi hatırlamadığım zaman dönüp dönüp acaba yazmış mıydım diye kontrol ediyorum :)

Sarpello'nun ikinci yaş kontrolleri biraz gecikmeli de olsa halloldu.
Her şey yolundaymış.

Boy : 89cm
Kilo : 14kg
Baş çevresi 52 cm evet hala koca bir kafa :)

Önümüzdeki hafta içinde de kan  tahlillerini yaptıracağız.Şimdilik her şey güzel gidiyor.
Fitnat.

28 Mayıs 2018 Pazartesi

İlk dondurma.25.05.2018

Canım oğlum.
Maşallah bu ara iştahı pek yerinde.
Cuma akşamı ablamlara giderken dondurma aldık,çocuklara da külah.
Malum bizim ki her gördüğünü istediği ve çocukları taklit ettiği için ona da hazırladığım ev yapımı dondurmayı götürdüm külahın içine koydum.
Aman Allahım böyle güzel yeme şekli yok.Ballandıra ballandıra yedi.
Afiyet olsun yavruma.
Fitnat.

Oyun hamuru.

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki,hala Sarp'ın iki yaşında olduğuna inanmıyorum.
Bu süreç içinde en çok üzüldüğüm konu her anını not alamamak.
Zaten balık gibi olan hafızam,yoğunluktan iyice gitti sanırım,ben hiç bir şeyi hatırlamıyorum.
Ve seneler geçtikçe anılarımızı unutmak en korktuğum.

Geçen aylarda Sarp'a dondurma yapmıştım,yedirememiştim ama olsun :)
Tarifini aradım,taradım bulamadım.
Neyse ki bloğa yazmışım :) Hayat kurtardı.

Oyun hamuru yapımı da o kadar kolay ki ama unutmamam lazım yapabilmek için :)

* 1 kahve fincanı un
* 1 kahve fincanı su
* yarım kahve fincanı tuz
* 1 tatlı kaşığı krem tartar( aktarlarda var)
* 1 tatlı kaşığı sıvıyağ

Tencereye koyup pişiriyorsunuz. Yapımı anlatmaktan daha kolay.
Piştikten sonra içinde zerdeçal koyuyorum sarı oluyor, su yerine pancar suyu koyuyorum kırmızı oluyor.

Ev yapımı oyun hamuru candır.
Fitnat.

21 Mayıs 2018 Pazartesi

işte ben böyle bir hal içindeyim.

Yazacak neler birikti neler aslında.
Ama öyle yoğun ve yorgun bir dönemdeyim ki.
Savrulup gidiyorum öylesine.

Mutlu muyum,mutsuz muyum?
Ne istiyorum,neler hayal ediyorum? Sonuç olarak elimde ne var?
Bilemiyorum.

Öylesine yorgunum sadece.
Hiç olmadığım kadar...
Gönül yorgunluklarının birikmesi.
Anlayamazsın.
Anlatamam belki de.

İşte ben böyle bir hal içindeyim.
Fitnat.

6 Mart 2018 Salı

Annelik yürek yangını.

Bugün bütün gün toplantıdaydım,akşam 16 gibi çıktım tam bir nefes alacaktım ki bakıcımız Seval Hanım aradı.
Kendisiyle hep yazıştığımız için ondan gelen telefonu hiç sevmem,o çalan telefon sanki farklı çalar.
Telefonu açar açmaz,telaşlı sesini farkettim.
Sarp'ı kedi tırmalamış kapının önünde,napalım diye soruyor.
Ah ben bir bilsem!

Hemen doktorumuzu aradım.
Sabunlu su ile güzelce yıkasınlar,batikon sürsünler ve kuduz merkezine yada araştırma hastanesine gitsinler dedi.
Neyse ki annem bizdeydi.
Hemen taksi çağırdım,ablamın yanına hastaneye yolladım,ben de işten koşarak çıktım.
Bensiz aşı olmamalıydı.

Eski İzmir'de girmediğim sokak kalmadı.Malum acelem var ve ablamın yolladığı konum farklı gösteriyordu.Çıldırmamak elde değil.Hayır işin kötüsü öyle yerlere girdim ki kesseler kimsenin ruhu duymayacak.

Sonunda vardım.Sarpellom,anane,babane,teyze,Seval hanım hepsi kapının önünde bekliyorlar.
Girdik içeriye,hala aşı yaptırmama derdindeyim.Talat'a ulaşamadım.Böyle durumlarda nedense tek başıma karar almayı sevmiyorum,hele ki söz konusu Sarpellomsa.

Kediyi 10 gün içinde kaybetmezseniz gerek kalmayabilir dediler.Aldım kuzumu çıktık,tabi etrafımdaki sinirli gözlere aldırış etmeden :)
Eve gelince Talat'la konuştum,yaptıralım kararı aldık,haydi tekrar hastaneye,bu sefer oğlumla başbaşa.

Sedyeye oturdu kalkmıyor sıpa,türlü türlü şebeklik.Sağolsun bir amca da o kadar ilgilendi ki.
Aşı olurken hafif ağladı ama benim içim yangın yeri.
Bir kuduz maceramız da olmuş oldu.

P.S. Kedi hala kapımızın önünde,hani şu benim sevmediğim beyaz kedi :)bu hafta 3.doz aşısını da olacak,inşallah 5 doza gerek kalmaz.

P.S. 2 . Kedinin kuyruğunu çekmiş bizim sıpa,halbuki çok da sever normalde.
Fito.

8 Şubat 2018 Perşembe

Havale 2 / 24.01.2018

Bu kadar yoğun bir hafta olamaz.
İş yeri çok yoğun,tezimi teslim etmem lazım,okul yoğun.
Ev işleri derken bunaldım.
Düzeltmeler için Duygu & Zeyno geldi.
Talat'a mesaj attım,müsait olsa onu da çağıracaktım çok çaresiz kaldım.
Ama baktım yoğun,hallederim diye düşünerek hiç ses çıkarmadım.
Akşam Sarpı uyuttum ama ateşi var gibiydi.İlaç vermedim,halsiz gibiydi kuzum.Bir yandan tez,bir yandan da aklım hep Sarpta.Kızlar 23.30 gibi gitti Sarpın ateşini ölçtüğümde 38.8 civarındaydı.
Yalnız da olunca beni bir korku sardı ve hiç istemememe rağmen ateş düşürücü verdim bir kaşık ve Talatı aradım hemen gel diye.

Talat geldi,geve ateş yükselmeye devam etti.4te tekrar ateş düşürücü şurup verdik.Sabah 5te uyandı,ateş 39.2 kucağıma alıp emzirmeye başladım ve aynı senaryo.Gözledi dolap kapağına daldı,dolabın kapağını açıp kapamaya başladım çaresizce,sonunu bile bile.Kolları kasıldı.Talata seslendim,yatırdık hemen yatağına,sakin kalmaya çalışıyoruz,bir yandan çenesini açmaya çalışarak.Saat tuttuk,2 dakika.O an sorsalar tam iki saat.İnsanlıktan çıkıyoruz,yaşama isteği gidiyor insanın evladını o halde görünce.Doktorunu aradık,ilaca devam edin bir kez daha geçirirse hemen hastaneye götürün dedi.

Düşünüyoruz götürsek mi götürmesek mi.Uyudu sabah 10.da tekrar ateş düşürücü verdik.Yatağına yanına yattım emzirmek için.Saat 10.11.Baba,baba dedi kolu kasılmaya başladı.Allah'ım bu nasıl bir sınav.Talat geldi.Saat tuttuk 1.5 dakika.Yazarken bile mideme taş oturuyor,o anı anlatamam yaşamayan bilemez.Kimsede yaşamasın.Hemen kalktık Behçet Uz acile gittik.Damar yolu açıldı.Kan tahlilleri temiz,üst solunum yolu enfeksiyonu dediler.
Acil o kadar kalabalık ki,bir üniteye iki kişi denk geliyor.
Herkes hasta,herkes ateşli.Sarp'a şurup verdiler ama kiloya göre 7mm civarı.Biz bir kaşık veriyorduk,acaba daha fazla versek işe yarar mıydı,havale geçirmesini engeller miydi.İşte öyle büyük bir vicdan azabı ki,insanın üzerinden gitmiyor.

Ateşi düşünce sıpanın keyfi yerinde.Hastanenin içinde geziyor,şarkı söylüyor :) Ateş yükselince halsizleşiyor.Akşam nörolog geldi,bu yaşlarda havalenin normal olduğunu tek sıkıntının 24 saat içinde tekrarlaması olduğunu,önlemek için epilepsi ilacı başlanabileceğini söyledi.

EPİLEPSİ İLACI??? Bir şok daha.Acile tek refakatçı alıyorlar ve bu aşamalarda hep yalnızım.Talat bizi kapının önünde bekliyor.İnsan evladı ile ilgili herhangi bir konuda danışmak,paylaşmak istiyor.Üzerimden bir kamyon geçti,ezdi beni orada.Öyle böyle değil.Ertesi gün eeg çekilmesi için hastanede kalmamızı istediler.

Gece diğer doktorlar geldi,ateş düşürücü verdiler ve epilepsi ilacını vereceklerini söylediler.
İnternetten baktım hemen.İlacı en az 2 sene kullanman gerekiyor,kafana göre bırakımıyorsun-bıraktığında daha fazla tetikliyor-yan etkileri var.

E peki hiç bir tetkik yapılmadan ilaç vermek ne demek? Talatı aradım ve vermek istemediğimi, söyledim.Doktorların ve hemşirelerin saçma tavırları! Sorumluluğun bizde olduğuna dair kağıt imzalattılar.
Ablam geliyor,babam geliyor,talat geliyor,Sarp yemek yemiyor :(Gece Talatta geldi ara ara yanımıza.
Sarpın bir hareketi ile tüm sinir sistemimiz oynuyor.Acaba yeniden mi,acaba yine mi havale.Bu korku bambaşka bir korku.

Ertesi gün öğlene doğru bizi çıkardılar.
EEg ve Mr randevusu aldık.30 Ocak 2018.
EEg ve Mr Behçet Uza gittik,Sarpı uyutmadık orada uyuması gerekiyor diye.
Popodan ilaç verdiler,emzirmemem gerekiyordu.Kuzum memememee diye diye uyudu.
Önce MR.İçeriye birlikte girdik,o sesler beynimde büyüdü,büyüdü,büyüdü.Zaman duruyor,geçmiyor.
Oradan çıktık uyanmadan hemen EEG.Saçlarına kablolar bağlıyorlar,ne büyük çaresizlik.
Anne olmak zor dostum,evladını öyle görmek,elinden hiç bir şey gelmemesi.
Oda çekildi,çıktık birden MEME diyerek uyandı,çok komikti.O an bütün stresim gitti sanki.
Öyle keyifle emzirdim ki.

Ertesi gün 9 Eylülde nörolog randevumuz vardı.Prof.Dr.Uluç Yiş.Bir kaç kişiden ortak aynı isim çıkınca ona gitmeye karar verdik.Tek sorun sonuçlar çıkmayacaktı,neyseki Cdleri aldık.

Salı ile çarsamba arası uzadıkça uzadı.Saatler geçmedi sabah olmadı.Tüm gece uyuyamadım.Allahım sabah olsun diye dua etmek ne zor.Gün aydınlanınca tüm sorunlar geçecek,bitecek gibi.
Totem yaptım.Süslenip püslenip öyle gidecektik doktora.Giderken nergis alacaktık.İş yerinde ajandam uğur böceği yapıştırdım o gün bize uğur getirecekti.

Çıktık evden o yol yine bitmedi.Doktorun kapısından girerken bir ışık geldi sanki.Oda aydınlıktı,işte bizimde aydınlık günlerimiz gelecekti.
Doktora öykümüzü anlattık,Sarp'ı muayene etti,CDleri açtı.Ablamlarda geldiler,Sarp çocuklarla oynarken bizde doktorun ağzından çıkacak kelimeleri bekledik 4 gözle.EEg sonuçlarını incelerken iyice sinirlerim bozulmuş olsa gerek,her bir çizgiden bir şey çıkarmaya çalışıyordum.
Eveettt sonuçlarınız temiz dedi an,hiç abartısız odada takla atmak istedim

* Sonuçlar temizdi.
* Havaleler kısa süreli ve ateşliydi (ateşsiz olan havale tehlikeliymiş)
* Sarp 2 yaşına gelmek üzereydi (5 yaş üzeri havale tehlikeliymiş)
* Bazı virüsler havaleyi tetiklermiş.
* Bir kez havale geçiren çocuğun bir kez daha geçirme yüzdesi artarmış (5 yaşına kadar hala geçirme ihtimali çok yüksek)
* Ateş düşürücüyü zamanında vermek,az/çok vermek etki etmeyebilirmiş,çocuk havale geçirecekse geçirebilirmiş.
* Ailede epilepsi öyküsü olmaması genetik olma ihtimalini ortadan kaldırıyormuş.
* İLAÇ KULLANMAYA gerek YOKMUŞ
* Bazı grip ilaçlarını içmeyecekmiş,tetikleyebilirmiş.
* Gelişimi normal olduğu için bir sorun yokmuş.
* Havale geçirdiğinde,sert zemine yan yatıracakmışız,kafasını biraz geriye koyacakmışız,nefes almasını kolaylaştırmak için,müdahale etmeyecekmişiz.
* 10-15 dakikadan fazla sürerse diazem verip hastaneye götürmeliymişiz,yada hastane yakın olduğu için direk götürebilirmişiz,ki diazemde sıkıntılı bir ilaç olduğu için hastaneye götürmeyi tercih ederim.

Sonuç : Korkulacak bir şey yok.Gel bir de bize sor.Öldük öldük dirildik kelimenin tam anlamıyla.
Sağlıktan ötesi yok,heleki mezzu bahis evlatsa.

P.S. Buraya yazarken bile nefes alamıyorum sanki.Ama zaman okadar garip ki,insan ne yaşarsa yaşasın unutuyor.İleride lazım olmaz inşallah ama hatırlamak amacıyla yazdım yazdım.
Fitnat


Havale.

Yıllardır,hem de uzun yıllardır havaleden korkarım,nedensiz.
Elim hep yeğenlerimin üzerinde olmuştur.Aman ateşleri mi var? Ay bir şey olur mu? Ablama sinir krizleri geçirtecek kadar sormuşumdur,hafif ateşi var,yok mu?

Derken 'kötüyü çağırma' denen şeyi başardım.
Sarp 13 aylık olana kadar ateşlenmedi,hastalanmadı.
Bir gün yine saatinde uyuttum(21.00)  Her şey yolunda giderken geçe uyandı. Hafif ateş var gibiydi,duş aldırdık,odasında toplarıyla oynadı.Saat gece 1 oldu.Artık uyutayım ben dedim,ışıkları söndürdüm emzirmeye başladım.
Gözleri daldı.Birden kolu kasıldı.Talata seslendim hemen 'Sarp havale geçiriyor,118'i ara çabuk!
İnsanın soğukkanlı olması gereken durumlar dedikleri anlar varmış gerçekten de.118 ne? Ama aklım durdu.Kafam çalışmadı.Sarp'ın dişleri kenetlendi.Netten ne yapmamız gerektiğini okumaya çalışmak? Çok komik değil mi,o an değil.Ambulansı aradı Talat ve tüm yönlendirmeleri yaptık.

* Yan yatırın.
* Kıyafetleri sıkıyorsa gevşetin.
* Müdahale etmeyin,hava almasını sağlayın.
* (biz çenesini de açmaya çalıştık ama dişlerinin arasına bir şey koyduk mu hatırlamıyorum.

Sakinleşti.Ama o an,Allah kimseyi yaşatmasın.Bir anda kolum kanadım kırıldı.
Ambulans geldi,9 Eylüle gittik,müşade altında kaldı.Orada müdahale edilsin istemedik.Hepimiz bitiktik.Öğleden sonra kendi doktorumuza gittik.İlaç verdi,gribal enfeksiyon dedi.
Eve geldik.
Akşam tekrar,yine aynı senaryo.Yazarken bile midem bulanıp,başım dönüyor sanki.Hemen eniştemi aradık,Talatla Kent hastanesine gittik.Öyle bir fatura çıkardılar ki ne yapacağımızı bilemedik.
Oradan Behçet Uza.Damar yolu açıldı,ateşi düşürmeye çalıştılar ilaçla düşüyor,sonra yine çıkıyor.Elimiz kolumuz bağlı ne diyecekler diye bekliyoruz.
Akciğer filmi,kan tahlileri hepsi temiz ama ateş var.
Allah kimseyi o duruma düşürmesin.
Acilde en iyi sensin zaten.
iki gün kalıp çıktık,eeg,mr çekildi her şey temiz.Gribal enfeksiyonmuş.
Kuzum iki günde süzüldü ama çabuk toparlandı neyseki.
Fitnat.

İç sıkıntısı.

Ne zamandır yazamıyorum,yazmak istemiyorum tıpkı bir çok şeyi yapmak istememem gibi.
Geçen hafta iş yeri için belge vermem  gerekiyordu,e-devlete girdim ve çıktı aldım.
Fitnat Kalyoncu : Yaş 34!
Pardon??? Ben mi?
34 yaş derken?
Koskoca devlet hata yapabiliyor olabilir mi?

İçim daraldı,midem büzüldü.
30u geçince zaten kötü olmuştum ama nedense 32,33 diye düşünürken 34le karşılaşmak bende bir duvar etkisi yarattı.
Bu aralar sürekli sorgulama halindeyim hem de her şeyi.
Çok yorucu olan hayatıma bir zorluk daha ekliyorum farkında olmadan,kendi kendimi yoruyorum.

Muhtemelen yorgunluktan,kendime vakit ayıramamaktan,iş-ev-okul(başarısızlıkla sonuçlandı) arasında sıkıştım kaldım sanki.
(Okul konusu ayrı bir yazının konusu belki çünkü şuna yazmayı kaldıramıyorum.Gözlerim hala doluyorsa sıkıntı büyük.Kısaca yıllardır-ama gerçek anlamda- yıllardır emek verdiğim yüksek lisansım hocanın iki kelimesi ile yandı.)

Hiç bir anda mutlu olamıyorum gibi.Yada nelerden mutlu olduğumu unutmuş gibiyim.Odaklanıyorum ve zaman geçiriyorum sanki.Pazartesi bu var,çarşamba şu olması lazım.cumartesi gelsin bir bakarız,pazara hangi planı programı sıkıştırsam.
İyi de ne zaman nasıl mutlu olacağım,yada nasıl mutlu oluyordum?

Şu yazıyı yazarken bile kendime soruyorum,ne istiyorsun?
Mutlu bir evliliğin,muhteşem ötesi bir çocuğun( kirpi yavrusunu pamuğum diye severmiş :) ailen var daha ne istiyorsun?
Koskoca bir boşluk...

* Kendime zaman ayırmak istiyorum.
* Kilo vermek istiyorum.
* Plates,yoga yapmak istiyorum (düzenli)
* İşimde mutlu olmak istiyorum.
* Beni mutsuz eden insanlardan uzak olmak istiyorum.
* Okumak istediğim kitaplarımı okumak,çok çok okumak istiyorum.
* Fotoğraf çekmek istiyorum.
* Masaja gitmek istiyorum :)

Aslına bakılırsa,atla deve değil,hepsi yapılabilir ama olmuyor,olamıyor.
Halbuki yeni yıl daha yeni başlamıştım ama şubatı bile yarıladık.

Hadi bakalım tüm dilekler,umutlar başka bahara o zaman!
Sevgiler,
Fit.

1 Ocak 2018 Pazartesi

Yeni yıl.

Boğazımda bir düğüm,takvimde gördüğüm yeni bir yıl.
Ne zamandır böyleyim,nasıl böyle oldum bilmiyorum ama yeni yılı hiç de eskisi gibi karşılamadığım/karşılayamadığım kesin.Umutlarım,mutluluklarım yerini umutsuzluğa bıraktı gibi.

Geçen yıl bir sürü sıkıntıları sırtladım,sıkıntılar yaşadım yaşamaya devam ediyorum belki de.
Ama en önemlisi de ilişkilerimde ki yıpranmalar oldu sanırım beni üzen.

Değer verdikleriniz vardır çok değer verdikleriniz.
En kötüsü de onlar tarafından anlaşılamamak,haksızlığa uğradığını hissetmek.
İşte bu üzüyor insanı hemde öyle böyle değil.
Anlattıklarınızın yanında,anlatamadıklarınız da var,içinde patlıyor insanın.
Neyseee..
Yeni bir yıl geldi,belki de yeni umutlar,belki ...