23 Ağustos 2012 Perşembe

Bodruma da gittik beraber...

Evet haydi bakalım.Bodrum yolcusu kalmasın.
Bu sene bir değişiklik yapıp,daha da doğrusu deli kuzenlerin aklına uyup mavi tura çıkıyoruz.
Hem de 5 aile,hem de hepsi birbirinden çılgın aileler.

Cumartesi yani yarın sabah 8 de Bodrumda buluşup,başlıyoruz alışverişe.
Bir alışveriş listemiz,bir yemek listemiz,en önemlisi bir içki listemiz varrr kiii sormayın.
Umarım birilerini koylardan birinde unutmadan ya da birbirimizi sakatlamadan güzel bir tatil geçirir döneriz.


Kaptan,miço ve  sevgilisi de bize eşlik edecekler ve bize birbirinden güzel yemekler yapacaklar en azından ben böyle hayal kuruyorum.Yemek listemizi bile önceden yolladılar,kitaplar,dergiler,oyunlar,paletlet,şnorkel,uyku tulumu.Fena bir çalışma var.
Haydı bakalım hayırlısı.
Bir haftanın sonunda biz Kalyoncu ailesi ve Şenyurt ailesi olarak,pansiyon köşelerinde bir iki gün daha tatilimize devam edeceğiz.
Var mı tatil gibisi.
Şimdilik sevgiler,
Fit.

Bayram Helecanı :)

Bugün cuma ve biz güzel bir tatile başlıyoruz.
Evet malesef artık bayramlar sadece tatilden ibaretmiş gibi algılanıyor.
Tabi kide bizim zamanımızda bayramlar şöyleydi böyleydi diye başlamayacağım.
Ama insanın tatile de ihtiyacı yok değil :)

Kocacım da geldi ve biz annemlere gittik.Güzelce dinlendik.Uzun zamandan sonra kemiklerimin bile dinlendiğini hissettim.
Daha sonra bayram ziyaretleri.Her bayram olduğu gibi,amcamlarla babanemde kahvaltı yaptık ama tek eksikle.Babanem bu bayram bizsizdi.Ya da biz onsuz.Hastanede hatta soğuk yoğun bakım odasında yatıyor.Olsun bugün onu ziyarete gideceğiz.
Talatı Kösedereye götürdük.Babanemin evini komşularını,çocukken yazlarımızın geçtiği yerleri sevgilimle gezmek çok güzeldi.Daha sonra amcamlarla babanemi ziyarete gittik.Evet iyi değil ama çok iyi olacak.Benim babanem hayatı,yaşamayı çok sever.Sıkı sıkı tutunur hayata.Çok seviyorum ben onu.O da bizi.

Pazartesi sabahı talatla ver elini Çandarlı.
Anane,meltem,memo,anne,baba,hep beraberdik.Bol bol deniz keyfi akşamında da bir o kadar şahane akordion geceleri.
En son bombası,bütün akşam hikayesini dinlediğimiz yaban domuzlarındn bir tanesini evin karşısında görmek ve bir daha gelmesini beklemek :))
Son bomba,domuz kedi gördü ve arkasına bile bakmadan kaçarak gitti :)
Tatil şahane,sevdiklerle beraber olmak daha da şahane.
Bütün bayramlarımız şeker tadında olsun.


Fit.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

İçimde atlar koşturuyor.

Evet bir zaman önce İlker evleneceği zaman ne hissettiğini sorduğumda 'İçimde atlar koşturuyor'demişti ve bu laf benim çok hoşuma gitmişti.
İçimde kelebekler uçuşuyor lafı benim için her zaman hafif kalmıştı.Bu laf zaman zaman hislerime tercüman oluyor.
Şu an yaşadığım tam da bu.
Babanemi hastane odasında hatta yoğun bakımında gördüğümden beri,bir yanım eksik.Babanem benim,hep hayat dolu,yanakları al al,gözleri yemyeşil,kıpır kıpır minnacık bir babane.Adımı babanemden aldığımdan mı,yoksa yıllarca her yazımı koşa koşa babanemin yanında kutladığımdan mı bilinmez ama babanemi çokk pek çok severim.
Evet orada öylece yatıyordu,her yerinde makineler,sürekli uyutuluyordu.Her gittiğimde uyandırıyor,muhabbet edip,beni tanımasını istiyordum.
Bir kaç gündür her giden babanemin çok iyi olduğunu,onlara sarıldığını ve hatta öptüğünü söylüyorlardı.
Beni mi avutuyorlar acaba diye düşünmeden edemiyordum.
Dün akşam ziyaret saati olmamasına rağmen,şansımı denemek istedim.Kapının önünde hemşirelere ve doktora dakikalarca dil döktükten sonra,girmeme izin verdiler.
Babanem orda öylece beni bekliyordu sanki.Yine uyuyordu,uyandırdıklarında sanki beni tanımadı.
O an içimden bir şeyler koptu gitti.
Ama sonra,kara kızım diye beni sevmeye başladı.Konuşabiliyordu,sesi çıkmasa da artık ne söylediğini anlayabiliyordum.
Muhteşem bir duygu,öptüm,öptüm,oda beni öptü.
muhteşem bir duygu.
Babanemi ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım.
O da beni bırakıp gitmeyecek.
Sevgiler,
Fit.

14 Ağustos 2012 Salı

Pablo Neruda-Ölmeyin...

Uzun zaman önce okuduğum ve bugün paylaşmak istediğim bir yazı....

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik d
inlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler,
İzzeti nefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım
İstemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
Görmek istemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
Dışına çıkmamış olanlar.
Yavaş yavaş ölürler...

5 Ağustos 2012 Pazar

başlıksız...

bulamadım.yazamadım.yazmak istemedim belki de.
ilkokuldan beri öğretilen bir şey vardı.kompozisyonlarınızı önce yazın,sonra başlık bulun.

bu sefer bulamadım.konu belli:babanem.
perşembe akşamı okadar keyifli bir şekilde geldim ki diyarbakırdan.
nihayet sevdiklerime kavuşacaktım.
nitekimde öyle oldu.
cuma günü iş yerime ve arkadaşlarıma kavuştum.
beni kim ne kadar sever yada sevmek ister bilemem ama sanırım hümanist bir insanım,herkesi çok seviyorum.özellikle iş arkadaşlarımı.hepsinin yeri ayrı bende.neyse bu başka bir günün konusu olsun.
cuma akşamı annemlere gittim.
cumartesi bizim sıpalarla muhteşem bir gün geçirdim.
ta ki akşam olana kadar.
akşam babam,benden iki haftadır sakladıkları'sır'larını söyleyiverdi.

babanem yoğun bakımdaydı.akciğerlerine giden damar tıkanmış.tam da her zaman şikayet ettiği nefes darlığı bu sefer onu fena sıkıştırmış.
babanemin adını aldığımdan mıdır,yoksa küçükken bütün yazları yanlarında geçirmek için ölüp bittiğimdenmidir bilinmez ama babanemi hep çok sevmişimdir.ilk duyduğumda başımdan aşağı kaynar sular döküldü.binbir senaryo geçti aklımdan.

neyseki bugün kavuştum babaneme.3-4 dakika için kalktım mordoğandan izmire geldim.hem de koşa koşa.içeride babanemi görünce ne hissedeceğimi şaşırdım.güzelim,tonton yanaklı dünya iyisi babanem buz gibi yoğun bakımda yatağa bağlı bir şekilde yatıyor.evet çok çok acı ama ağzındaki boruları çıkartmaması için ellerini ayaklarını yatağa bağlamaları gerekiyormuş.
sürekli uyutuyorlar.ben gittiğimde gözlerini araladı ve bana bir şeyler söylemeye çalıştı.hayır böyle olmasını istediğim için değil gerçekten bir şeyler söylemeye çalıştı.

benimse aklımdan onu ne kadar çok sevdiğim ve bu sevgiyi ona hissettirip hissetirememe korkusu geçti.yoğun bakıma sadeece haftanın üç günü ikişer kişi sırayla girebiliyor ve sadece 3-4 dakika girebilmenize izin veiryorlar.tabikide onların sağlığı için ama çok acımasız.babanemi sadece sayılı dakikalar görebilmek hemde onu o halde bırakmak.okadar çok içim acıyor ki.ilk defa bu kadar kaybetme korkusu yaşıyorum.o gidemez,gitmemeli.

daha bayramı var bunun,mutlu günleri var,hep beraber olmamız gereken.uzakta olmama bir kez daha lanet ettim hem de öyle böyle değil.benden saklamarına kızdım ama anladım da onları.tıpkı annem ameliyat olduğunda ablamdan sakladığımız gibi.yapmamız gerekiyordu.uzaktaydı hem de çok uzak.gelemezdi ki hemen.yolculukta böyle bir şey düşünerek,bilerek gelmek çok zor.evet benden neler saklanıyordu acaba.uzakta olduğum için neleri kaçırıyordum ve daha neleri kaçıracaktım.üzgünüm hem de çok...

evet salı gününe kadar karar vermemiz gerekiyor,izin verirsek babanemin boğazından delik açacaklar.yapmaları gerekiyormuş,cihaza bağlı kaldığı süreçte artık enfeksiyon riski de artıyormuş.salıya kadar farklı doktorlarla görüşüp karar vereceğiz.

bugün dedemle konuştum.benim dağ gibi,dimdik duran dedem çok çaresiz.hem de ilk defa.evet ben en azından 28 yıldır ilk defa bu kadar çaresiz duydum sesini.ve yine çok üzüldüm.
ben buna dayanamam.ben sevdiklerimi kaybetmeye dayanamam.evet ben çok güçsüzüm hem de çok.sevdiklerimi o kadar çok seviyorum ve o kadar çok bağlanıyorumki.yoklukları...

olmaz.yok öyle bir şey.babanem benim o.çok güçlü.bunu da atlatacak.hep beraber atlatacağız.evet bir yanda da hayat akıp gidecek,öyle olmak zorunda.abim gittiğinde de öyle olmadı mı?
bir yan hep eksik ama...

babanem bir kez daha söylüyorum,seni çok seviyorum ve hiç bir yere bırakmıuyorum.
küçük fitnattan,büyük fitnata...