25 Aralık 2017 Pazartesi

Küçük orman yolcuları: 24.12 Yakaköy...

Sosyal medya,vazgeçemediklerimizden.
Son zamanlarda en çok kullandığım instagram,daha çok faydalanıyorum.
Sağlıklı tarifler,gezilecek yerler vb.
Tabi ara ara ok yaydan çıkmıyor değil,sürekli zaman harcıyorum gibi geliyor.
Neyse konumuz faydalı kısımları.

Geçen gün gezinirken,'Küçük orman yolcuları' diye bir sayfa gördüm,inceleyince 2-4 yaş orman atölyesi ilgimi çekti.
Talatla beraber elimizden geldiğince Sarp'ı sokaklarda gezdiriyor,toprakla haşir neşir olmasını istiyoruz.
Arayıp bilgi aldım,Yakaköy'de çocuklara,yapılandırılmamış ormanlık alanlarda doğa atölyeleri düzenliyorlarmış.Ortalama 1.5 daat süren aktivitede,çocukları her şeyi oyunla öğretmeye çalışıyorlar.2-4 yaş olduğu için anne-baba katılımlı ve oyunlara ailelerde dahil oluyor.

O kadar ince düşünmüşler ki,tabi ki işin ticaret kısmı da var ama çocuklar için tulum ve yağmurluk veriyorlar.
Eğitmen 13 yıllık okul öncesi öğretmeni.Aynı zamanda da yetişkin ve çocuk drama lideri.2 yıldır da orman pedagojiisi eğitimleri alıyormuş.Bu kısım nasıl bir şey araştıracağım,çok ilginç geldi.

Normalde cumartesi günü yapılacak olan etkinlik,yağmurdan dolayı pazar gününe alındı.Hal böyle olunca da Talat katılamadı.Benim de telefonum bozuk olduğu için aldı beni bir stres.Malum navigasyonsuz ben bir hiçim.

Gergin bir şekilde başlayan yolculuk,olay mahaline varınca sona erdi :)
Yakaköy girişinde buluştuk,araba park yerinde çocukları giydirdik.Bizimki hemen kendine arkadaş edindi bile,peşlerinden koşmaya başladı.

Herkes hazırlanınca ormanın içine girdik,orman dediğimde park yerinden 100m içeride.Yakalarımıza isim etiketlerimizi taktık,içeriye girince ilk olarak ormanı,ağaçları,hayvanları selamladık,ağaçları kucakladık.

Sonra hepimizden ailemizi tanıtan bir selamlama istediler.Biz Sarpla beraber elektrik dansı yaparak isimlerimizi söyledik :)

Herkese bir mat ayırmışlar ve bu matların önüne çam yapraklarından birer dağcık oluşturmuşlar.İçlerine palamut,kozalak,ağaç yaprağı saklamışlar.Çocuklardan bunların annelerini bulmalarını istediler,böylece ağaçları ve meyvelerini tanımış oldular.

Çekiliş yaptırdılar,sonuç olarak biz sincap ailesi olduk.Palamut ve çam ağaçları yapraklarından kendimize bir ev yaptık ve o evin içine girdik (biz pek içeride duramadık) :)
Sonra dışarıda kalan bir aile bir hayvan söyleyerek o ailenin dışarıda kalmasına neden oldu ( aslında sandalye kapmaca gibi bir oyun)

Daha sonra eğitmen kertenkele oldu ve çocukların kuyruk olmasını sağladı o şekilde gezdiler.

Bir kaç aktiviteden sonra ormandan çıkarken,iki çocuk eğitmene koştu ve arkada kalan çocuk ve ailelerin hangi hayvan olacağına karar verdi. Sarp ve arkadaşı aslan dedi,herkes 5-10 metre aslan taklidi yaparak geldiler,daha sonra köpek,leylek şeklinde devam etti.Ormandan da bu şekilde çıktık.

Çok güzel bir aktiviteydi.Özellikle çocukların yanlarında şeker,çikolata,paketli gıda getirmemelerini isteyerek beni can evimden vurdular :)
Tüm çocukların doğa ile iç içe olduğu bir yerde olalım inşallah.

Sevgiler,
fitnat.

20 Aralık 2017 Çarşamba

Kullanmadıkların.

Ara ara bazı bazı,sana yaptıklarım ve yapmadıklarım için gurur duyduğum oluyor tabi ki canım oğlum.
E bende bir anneyim ve en nihayetinde insan doğasında olan pohpohlanmak benim de hoşuma gidiyor.
Genellikle başkalarından beklentisi olmayan biri olarak,bunu da kendi kendime yapıyorum :)

Beslenmene kendimce fazlasıyla dikkat ediyorum ama o ayrı bir konu başlığı olmalı,bu kısmı öyle iki kelimeyle geçiştiremeyeceğim :)

Şimdiye kadar kullanmadığın emzik ve yürüteç için okadar mutluyum ki.
Çok direndim ve inan hiç zorlanmadım.
Emzik kullansan belki bir iki defa ağlaman azalacak,daha hızlı uykuya dalacaktın ama şimdi bıraktırmak için kanırıyor olacaktık.

Yürüteç de benim hep karşı çıktığım bir araçtı.Hem yürüme kısmında sağlıksız bir araç olduğu hem de ev kazalarına mahal verdiği için gereksizdi ve sen hiç kullanmadın :)

Bil istedim :)
Çok seviyorum seni.
Annen.

15 Aralık 2017 Cuma

Süt kuzusu büyüyor,büyüyor,büyüyor...

Canım yavrum benim.
Zaman ne kadar hızlı geçiyor.
O kadar hızlı büyüyorsun ki ,en güzel zamanlarını kaçırıyorum diye çok üzülüyorum.
Son bir haftadır iyice dillendin gibi.
Anne,baba,abi,teyze,memo,dede,ananeyi çok güzel söylüyorsun.

Anniiii,baba,abi,deyzee,momoo gibi söylesende çok net anlıyoruz artık.
Kadi nasıl ses çıkarıyor; miyav
köpek nasıl ses çıkarıyor; av,
inek nasıl ses çıkarıyor,mö
eşek nasıl ses çıkarıyor; ai
ördek nasıl ses çıkarıyor; vakvak

Çok komik oldun,inanılmaz bir enerji patlaması yaşıyorsun.
Ve çok sevimlisin.
Seni çok ama çok seviyorum kuzum.

4 Ekim 2017 Çarşamba

Vicdan azabı.

Annelik bitmek bilmeyen vicdan azabı.
Yok olmuyor önüne geçemiyorum,sürekli bir çaresizlik hissi.
En nefret ettiğim şekilde hem de.

Geçen haftalarda kuzumu bırakıp kongreye gitmem gerekti hem de 3 gece.
Aman Allahım otelde ağla ağla.
Ben ölürsem bensiz kalacak.
Halbuki gündüz bakıcısıyla devam ediyor,gece babası mis gibi bakıyor.
Ama yok olmuyor.
Aklım fikrim oğlumda ve hemen kendimi sorgulamayla geçiyor zaman.

Şimdide iki gündür diş ağrısı çekiyorum ama öyle böyle değil.
Akşam titreme nöbeti mi dersin,iki gündür sıfır uyku,yemek yiyememe.
Aman antibiyotik kullanmayayım da mis gibi sütleri içmeye devam etsin.
Evet bir akıllı benim.
Antibiyotiksiz geçiyor aslında ama doktor milleti bana kıl.
İki gündür bu ağrıyı çektikten sonra,şimdi ağlaya ağlaya içtim o ilacı.
uzun zamandır böyle bir ağrı,acı çektiğimi hatırlamıyorum.
Şiş yanak ve sinir bozukluğu da bonusu.

Varsan baksan 18 ay emdi aslanlar gibi,şimdi bıraksa nolur?
Yok ben o iki yaş gününü göreyim de sonrası Allah kerim.
Gerçekten annelik demek akıl tutulması demek bence,hiç akıl karı değil.

Haftaya Dubai'ye gideceğim.İnsanın içinde kelebekler uçuşur,yeni bir yer,yeni bir ülke.
Yok bence bu diş ağrısı bile ondan ötürü.
O kadar gitmek istemiyorum ki,kendime dert yaratıyorum.
Ah be oğlum,bir bilsen bu yaşananlar.
Yanlış anlama beni taktir et çok sev diye söylemiyorum,ileri de gerçekten ne koşullarda büyüdüğünü bil diye.
Çok seviyorum seni,hemde şuursuzca :)

28 Eylül 2017 Perşembe

Babanem..

Gideli 5 yıl oldu ama hala dün gibi.
Acı her zaman aynı,değişmiyor,dinmiyor.
Garip.
Özledim hem de çok.

19 Eylül 2017 Salı

Ağlama duvarı..

Yine bir gün sıkışıp kalmışım,avazımın çıktığı kadar bağırmak istiyormuşum,ne yapsam ne yapsam.
E hadi bloğu açayım yazayım bari demişim.
Zor günlerden geçiyorum hem de fazlasıyla.
Sorumluluklar bazen insanı iki duvar arasında sıkıştırıp bırakıyor,kaçamıyorsun.

Fuar zamanı geldi,İstabul'a gitmem gerekiyor.
Aylardır üzerine çalışıyoruz ve eksik bir şey çıkacak diye çok korkuyorum.
Fuar demek evden uzakta geçireceğim günler demek,Sarpı bırakmak zaten yeterince koyuyor,burnumun ucunda sürekli sızlama gözümde yaş.
Talat'ın olmaması üzerine tuzu biberi.
Hayır aksi gibi,3 gün olan fuar bu sene 4 gün.
Her şeyi aynı anda organize etmek isterken beynim,vücudum iflas etmek üzere.

Fuara gideceğim,iş kısmını bir yere koydum.
Üzerime giyecek kıyafetleri bile organize edemedim.
Gömlekleri yıka ütüle,üzerine uyan pantalon bul (ki şişmanlıktan dert yakınamayacak kadar yorgunum)
Valiz hazırla.
Sarpın 5 gün boyunca yemeklerini,yoğurdunu,peynirini,ara öğünlerini ayarla.
Bakıcımızın saatlerini ayarlamaya çalış,anlayışla karşılamasını umut et.
Bu arada yapılacak bu kadar iş varken bugün Salı ve ben yarın gidiyorum.
Kimseden beni anlamasını beklemiyorum,anlaşılmayı da umut etmiyorum,ama yorgunum.
Mideme oturan öküz kalkarsa rahat bir nefes alacağım sanırım.
Buda bitti.
Esen kalın.
Fit.

10 Ağustos 2017 Perşembe

Büyüyorsun oğlum...

Canım oğlum büyüyorsun hem de hızla büyüyorsun ve ben tutamıyorum zamanı.
İki gün sonra 16 ay bitecek,halbuki daha dün gibiydi seni kucağıma aldığım an.
Ve ben de sürekli bir vicdan azabı,ne zaman biteceği belli olmayan.

Yemeğin düzgün olsun,uyku saatin kaçmasın ama aynı zamanda oyun oyna,mutlu ol,duşunu al,yazın her hafta sonu denize git,hava al,acaba biri eksik oldu mu,hep bir yetememe duygusu yada en mükemmelini yapmak arzusu.

Evet yorucu,hem de fazlasıyla.Hele akşam 19.30dan sonra eve geliyorsan,akşam evde yardım edecek kimsen yoksa,gece sabaha kadar sayısını bile hatırlamadığın kadar kalkıyorsan,sabah kargalar kahvaltısını yapmadan güne merhaba diyorsan,kendine ayıracak hiç bir zamanın yoksa.Yoruluyorsun,yıpranıyorsun ama mutlusun.Değişik bir duygu anne olmak.Hayatta hiç bir şeye değişmeyeceğin bir duygu.

Ayrıca bu saydıklarımın hepsi tercih meselesi.Bir hafta kemik suyu olmazsa yemeklerinde,ev yoğurdu değilde haftada bir güz hazır yoğurt yersen,bir kahvaltıda peynirin olmazsa eksilmiyorsun.Ama dedim ya annelik,askerlik gibi çok da mantık aramamak lazım.

Çok seviliyorsun oğlum çok.Hem de öyle böyle değil.İnsanın anne olması için bence birazda deli olması lazım,yoksa çok da akıl karı değil.Hele bunları yaşayıp ikinci çocuğu da düşünüyorsan zırdelisin :)

İyi ki hayatımıza girdin oğlum da bizde bu kadar çılgınca sevmeyi öğrendik.
Çok güzel oluyorsun büyüdükçe,çok da büyümesen böyle kalsan,hep dizimizin dibinde hayat ne güzel olurdu.
Seni çok seviyorum oğlum,ölçülemeyecek,hesaplanamayacak kadar.
Annen.

25 Temmuz 2017 Salı

Sarpello dundurma.

Ev yapımı lezzetlerle kafayı yemiş olabilirim,ama Sarpın aydır boğazından anne yapımı harici hiç bir şey geçmedi,tabi ki haklı gururunu yaşıyorum.Yok yok gurur falan değil,olması gereken.Geçen gün bir arkadaşım ne ağlanıp duruyorsun annesin sen o da çocuğun yapacaksın tabi dediğinde tokat yemiş gibi oldum,haklı valla yapacağız tabi ki işimizin adı ne.

Ev yapımı magnum denedim,Talat'ın deyimiyle magnum değil max :)
Sarpa yedirmedik henüz ona başka tariflerim var,yedireceğiz inşallah.,

Ev yapımı magnum;

* 2 büyük muz
* 1 hurma (yumuşaması için biraz suda bekleyebilir)
* 1/2 sb süt
* 1 yk kakao
* 2 yk hindistan cevizi

Muz,hurma,süt ve vanilyayı blenderdan geçir.Kakao ve hc ekle ve sadece kaşıkla karıştır.
Dondurma kalıplarına koy,buzlukta beklet.

Gerçekten lezzetli oldu ama şuan foto eklemekle uğraşmayacağım :)
Afiyet olsun.
Fitnat.

Neler oluyor hayatta..

Ohooo ne uzun zaman olmuş yazmayalı.
Sarpello büyüdü,yaz geldi,tatillere gidildi.Neler olduğunu unuttum bile o kadar zaman olmuş.
E bir yerlerden başlayalım bu hafta yazalım ufak ufak.
Nereden başlasak önemli kısmı o.

12 Nisan 2017 Çarşamba

Sarpello... 12 Nisan 2017...

Tutamıyorum zamanı...

Canım oğlum...Bugün oturup sayfalarca yazasım,aklımdakilerin hepsini kelimelere dökeyim istiyorum ama ne mümkün.
Nereden başlayacağımı,nasıl sonlandıracağımı bilemiyorum.
32 yıldır hayatımda hep özgür bir ben vardı,yorgunluk nedir bilmeyen,uykuyla sürekli kavga eden,gezip tozma denince herkesten önce hazırlanıp kapıda bekleyen,seyahat dediler mi bilet sitelerine girip biletini alıp valizini hazırlayan ben.

Bir yanda da ''anne olunca anlarsın'' mottosunu dilinden düşürmeyen annem,ve telefonu açmadığımda yada kapalı olduğunda tüm dünyada ki kötülüklerin beni bulduğunu düşünen bir babam.

Sonra senin baban girdi hayatıma ve benken biz olduk,yine gezip tozlamalarımız,eğlenmelerimiz,zaferlerimiz,kırgınlıklarımız ve her şeyden öte her şeyi silip üstesinden gelebilen kocaman bir sevgimiz.

Beş yıl geçmişti ve senin geleceğini öğrendiğimiz an çok özel bir andı.Mutluluk,şaşkınlık,sevinç,endişe,heyecan,korku insan tüm duyguları aynı anda hissedebiliyormuş.
Büyük küçük demeden,haberi alanları ağlattın,kahkahalara boğdun.

Hamileliğim boyunca hayatımın en korunaklı 9 ayını geçirdim.En sevdiğim kahveyi biranda bıraktım,yediğim her şeyin doğal olmasına özen gösterdim,dışarıda asla salata yada yeşillik yemedim,rafine şekeri 9 ay boyunca tüketmedim.

Sol tarafına yatmak bebek için daha iyi dediler ve evet tam 9 ay boyunca sol tarafıma yattım.Normal doğum olsun sen daha sağlıklı gel diye kurslara katıldım,okudum okudum günlerce seni nasıl büyütebilirim,besleyebilirim diye okudum.
Seninle bol bol konuştum,müzik dinlettim hamile bir insanın yapması gereken her şeyi yaptım sanırım çünkü annelik kelimenin tam anlamıyla delilik oğlum.
Kısacası 9 ay boyunca kötü diyebileceğim tüm alışkanlıklarım bıraktım,hayatım boyunca beceremediğim iyi alışkanlıklar edindim.Zaman zaman hurafelere inandım ve içimde bir ananeyle yaşadım,9 ay boyunca saçımı kestirmeyerek süpürge gibi dolaştım mesela.Bin değişik oje sürmeyi seven ben,9 ayı ojesiz geçirdim evet dünya için küçük benim için büyük değişiklikler.

Tam bir sene önce sabah saatlerinde,gece 2'de başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen sancılarımın artık sonu geldiğini düşünerek ve sana kavuşma hayali ile gittik hastaneye.Ama öğrendik ki aslında her şey yeni başlıyordu.Babanın tüm desteğiyle hastanede onca sancının üzerinden geldim,üst katta bekleyen,duaları dinmeyen teyzen,ananen ve babanen biz rahatsız olmayalım diye tüm günlerini bir hastane odasında geçirdiler.

Koridorları arşınlarken,hemşirelerin acıma dolu bakışları arasında inat ettim,normal doğuracaktım ve sen her zaman olduğu gibi en doğalını yaşamalıydın.
Tüm gün bize en büyük desteği Vildan eben gösterdi,o olmasaydı belki her şey bu kadar güzel bu kadar özel olmayacaktı.Kalp atışlarının %50 düştüğünü söylediği an dün gibi aklımda.Sanki her şey bitmişti,halbuki hiç bir şey olmadan atlattık. Ve o an geldi.Artık geliyordun,anlatamıyorum,anlatılmaz.Keşke her anı kaydetme tekrar tekrar yaşama şansımız olsa canım yavrum.

Geçen 18 saatin ardından işte geldin,babanın tüm şaşkınlığı,göz yaşları benim tükenmişliğim ardından geldin.Hoşgeldin,iyi ki geldin.
Bitmek bilmeyen ve hiç bitmeyecek bir mutluluk,heyecan.
Seni kucağıma koydukları an,gözlerini kocaman açıp,etrafa baktığın an.
Her şeyi anlamaya çalışman.
Babanla benim mutluluğumuz ve o güzel fotoğraf karesi.
Allah herkese nasip etsin bu duyguyu işte o an ananenin''Anne olunca anlarsın'' lafı benim için anlamlandı.
Anne olunca anladım,ve sen artık bizim vazgeçilmezimizdin,en değerlimizdin,en kıymetlimizdin.

Ve şimdi o günün üzerinden bir yıl geçti,İlk haftalarda yaşadığımız emzirme sıkıntıları,sarılıktan dolayı hastanede yattığın bir gece,ve o hastane geçirdiğimiz bir ömür geçen gibi bir gece,kulaklarımdan bir yıldır gitmeyen ağlama sesin,vicdan azabı...

Her şeyin en iyisi olsun diye ilk 6 ay emzirme çabaları,ek gıdaya geçtiğin zaman BLW yöntemiyle besleme telaşı,anne sütünden sonra her tattığın besinin benim elimden geçmesi için uğraşmam.
Uykusuz ,yorgun,bazen gergin geceler,sırt ağrısı,boyun ağrısı,baş ağrısı ,anne topuzuyla geçirdiğim bir sene.
Aldığım kiloların mutsuzluluğu,zamanı yetiştiremem.
Gözlerim altındaki morlukların anlam kazanması.

Artık eğlenmekten değil,endişelenmekten,senin için korkmaktan,sevinmekten,üzülmekten derbeder haldeyim ama hayatımın en mutlu günlerindeyim.
Çünkü anladım canım oğlum,anladım artık canım annecim.

Buraya gelmeden önce anne karnında daha iyi bir hayatın olduğuna inanıyorum.
Geldiğin bu dünyada sen de bir yıldır gördün,binbir çeşit mutluluk,hüzün,korku,acı,sevinç var aslında.
Seninle güzelliklerin sonsuzluğunu yaşarken,dışarıda yürümekten,metroya binmekten,kalabalıktan,insanların üzerimize gelmesinden,düşen uçaklardan,bombalardan,seni koruyamayacağımızdan korkuyorum.Senin geleceğin için endişe duyuyorum.
Ailen olarak sana sonsuz bir mutluluk sunarken,insanların seni incitmesinden korkuyorum.
Bu kadar kötülük içinde seni bu dünyaya getirdiğimiz için bize kızmandan korkuyorum.
Yaşamadan öğrenmek zor.
Ama sen tüm bu kötülüklere rağmen çok mutlu ol canım oğlum.
Hayal kur,insanları sev,havyanları sev,koru.Korkmadan yaşa,cesur ol,büyük düşün.Fanus içinde yaşama.
Sev,sevil,aşık ol,değer ver.
Kadınlara saygı duy,becerikli ol,büyüklerini dinle özellikle anneni :)
Hal,hatır sor,saygılı ol.
Hayatta her istediğini elde edemezsin,bunu bil,sınırlarını bil,mutsuz olma.
Özür dilemeyi,benim aksime affetmeyi bil.İnsanları hayatından çıkarmak istemiyorsan olumsuzlukları uzatma,kırgın olma,kapris yapma.
İnsanlar değişebilir,kimseyi değiştirmeye çalışma.
Dürüst ol,sevdiklerini ara ama aileni iki kez ara :) mümkünse her gün.
Gez,dolaş,seyahat et.
Arkadaşlarını sen seç ama ailenin de onayı olsun,onların bir bildiği varmış,geç de olsa ben de öğrendim.
Vatana,millete,ailene iyi bir insan ol,hayırlı evlat ol.
Oku,cahil insanlardan,düşünemeyen insanlardan olma.Sor,sorgula,en iyisini öyle öğreneceksin.Keskin hatların olmasın,her şeyin senin de değişebileceğini unutma.
Başarılı olmak zorunda değilsin ama dene,en azından denedim diyebilesin.
Değer ve önem verdiğin insanların dediklerine kulak asma,seni yolundan çevirmelerine müsade etme.Dinle ama vazgeçme.
Yaz,söz uçar ama yazı kalır,gezdiğin yerleri not et,başkalarına yardımcı ol,en önemlisi vicdanlı ol canım yavrum.
Başını yastığa koyduğunda keşke deme,kimseyi üzme,üzdüysen de tekrar özür dile.Sana kırgın olmasın kimse,kırgınlık kötü bir his.

Senin için elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza söz veriyorum,sen de çabala Sarp'çım.
Kuşlar kadar özgür,sağlıklı,uzun bir ömrün olsun oğlum.
Hep iyi insanlarla karşılaş,iyi hatırlan.

İyi ki doğdun oğlum,iyi ki..
Doğum günün kutlu olsun.
Seni çok seviyoruz,,baba olduğunda anlarsın :)
Annen...








4 Nisan 2017 Salı

1 Nisan Doktor kontrolü...

Aylık kontrolümüz geldi çattı.
Canım kuzum nedense doktoru hiç sevmiyorsun,aslında çok tatlı bir doktorun var ve hiç müdahale etmiyor sana ama bir türlü sevemedin.
Her şey çok yolunda çıktı,çok şükür.
10,9kg, 78.5 cm ve koca kafan 49cm :) Kime çektiysen :)))
Doktor bu ay kan tahlillerinde yapılması gerektiğini söyleyince dünyam yıkıldı tabi.
Ben ne kadar sevmiyorsam,senin de kanını almalarını o kadar sevmiyorum.
Gelmişken burada yaptıralım dedik,damar yolundan alcakları için riske atmak istemedik aslında başka yerde.
Ve o an geldi çattı,gelen bir tane erkek hemşire cesaret edemedi damarların çok ince diye başka birini çağırdı,tabi bende stres arttı arttı.
Babanın kucağına oturttuk seni,bacaklarından tuttu,diğeri kollarından tuttu ama o kadar ağladın ki (kesinlikle acıdan değil,sinirden) Dişlerini öyle sıktın ki,sarılıktan sonra bende tekrar bir travma olacağı kesin,gözümün önünden gitmiyor.
Doğum sonrası kendimi sıkmaktan benim bütün yüzümde kırmızı benekler olmuştu,az miktarda senin yüzünde ve kolunda da aynısı oldu :(
Bu kadar eziyete,neyse ki sonuçlar şahane.
Şimdiye kadar kullandığın d vitaminin birakacağız,demir takviyesi hiç almamıştın gerek yokmuş.
Şimdiye kadar hiç boyuna ,kilona takılmadım,doğduğunda da kendi kendime söz vermiştim,bunları takan annelerden olmayacak,seni kimseyle kıyaslamayacaktım.

Ama annelik garip be oğlum.Değerlerin güzel çıkınca nedense haklı bir gurur yaşadım kendi kendime.Demek ki beslenmene dikkat etmişim diye :) Evet komik mi komik ama işte annelik..

Hep çok sağlıklı ol canım oğlum,başka türlü gelmeyelim bu doktorlara.
Bir sonraki kontrol 6 ay sonra :)
Ama bir yaş aşıların olacak..
Sağlıkla kal.
Annen.

30 Mart 2017 Perşembe

15.02.2017 El baskısı

Yazıların tarihleri ,sıralamaları saçma sapan olabilir,çünkü bir süre bloga giremedim,girebildiğim zamanlarda yoğundum vb.
Ama bazı anları kaçırmak istemiyorum,anı kalsın istiyorum tıpkı Sarpellomun el baskısı gibi.
Pancar yerken bir anda ellerine bulaştırmış tontik,daha sonra Seval hanımda tüm eline pancar sürüp baskı almış,bence şahane yapmış.
Nasıl mı? Buyrun.



Kağıt bulamayınca takvim arkasına yapılan bu görsel hayatımın en önemli anılarından biri olabilir.
Dalga geçme,anne olunca anlarsın dostum ;)
Sevgiler,
Ana.

13 Mart 2017 Pazartesi

13.03.2017 Tavuk & Kiraz

Tavuk suyu çorba içmene rağmen tavuk yedirmemiştik.
Bugün ananenin senin için kestiği tavuk ile tavuk çorbası ve Cihan amcanın bahçeden topladığı kiraz ile komposto içtin.
Afiyet bal şeker olsun bal kuzum.
Annen.

7 Mart 2017 Salı

24 Ocak 2017 ..6.Diş

Canım oğlum,
Dişlerin o kadar hızlı ve aynı anda geliyor ki,içim eriyor resmen.
Maşallah hiç salya sümük olmadan,ateşlenmeden sakin sakin çıkarıyorsun,halbuki içinde ne fırtınalar kopuyor acaba.
Geceleri bazen ağlayarak bazen sümüklerin aka aka uyanıyorsun yada benim mememi ısırarak hissettiriyorsun :)
Bazen acı dayanılmaz oluyor,ama senin anlamamak mümkün değil.
Dişler hep kendini belli etti,hafif ateş belli belirsiz,burun akıntısı ve meme ısırma :)
İnci gibi dişlerin olur inşallah.

23 Ocak 9.ay aşısı

Bitmiyordu!
Anne olmak,evladının canı yandığında senin de canının yanabilmesiymiş.
Bugün aşı olmaya giderken içim daraldı resmen.
Saniyelik bir acı belki,ama inan sıkıntısı günler önceden başlıyor.
Sağlık ocağına gittik,Aslıhan teyzen bir sevdi bir sevdi.
Bazen gıcık oluyorum bu hemşireye ama seni çok sevmesi çok hoşuma gidiyor.
Aşı zamanı geldi çattı yine anlık bir ağlama ama şükür çabuk geçti.
Balkondan dışarı bakarken kedileri görünce her şeyi unutuyorsun zaten.
Senin bu kedi sevgin eve bir kedi aldırır mı acaba :)
Hayvanları hep sev yavrum,sevgi dolu büyü.
Annen.

Sınav,sınav,sınav...21-22 Ocak 2017

Ömrüm bitti bu sınavlar bitmedi gitti.
Yılan hikayesine dönen yüksek lisans için son düzlüğe girdim sayılır.
Bu hafta ful sınavlar nedeniyle 3 gün sabahlamaca geçti.
Talat ve Sarp kendilerini Zeyno teyzeye attılar bende fakülteye..
İki gün sonunda neyse ki sınavlardan geçecek olmanın mutluluğu ile hafifledim resmen.
Geriye sadece proje kalıyor onunla ilgili de 3 ay erteleme aldım.
Hadi hayırlısı.
Fit.

Dahaaaa mutlu olaaamaaaammmm!!!

Allahım sana geliyorum.
Aylardır,evet tam iki aydır bloğuma erişemiyorum,sürekli hata veriyor yada kontrol paneline girmeye çalıştığımda her şey sıfırlanmış görünüyor.
Orasına burasına baktım ama bir türlü yapamadım,bugün tekrar bir bakayım dedim,oda ne!
Bir kaç denemeden sonra hatanın nereden kaynaklandığını buldum,ya da blogger sağolsun yardım etti.
Bu aralar o kadar dağınım ki,bir sürü hesap bir sürü şifre hepsini sıfırlayıp aynı şifreyi tekrarlamanın zamanı geldi sanırım.
Sonuç olarak gmail değil,hotmail hesabım üzerinden girmem gerekiyormuş,evet yazarken çok basit görünebilir ama ben epey uğraştım.
Sonuç: Mutluyum!
Fitooo.

17 Ocak 2017 Salı

Yumurta denemeleri 9 Ocak

Bugün kahvaltıya gittiğimiz Tuzu Biberi'nde ananenin organik yumurtasının sarısının 1/4ünü yedin :)))
Ve sevdin,hadi bakalım,yumurta candır...

Oto koltuğu...

Aylardır araştırmaktan kafayı yediğimiz bir konu daha.
Oto koltuğu.
Ah çocuk sen nasıl bir şeysin.
Kendimize asla bu paralara almayacağımız şeyleri sizin için gözümüz kapalı veriyoruz,yeter ki rahat olun,mutlu olun,güvenli olun.

Bir kaç model vardı,Römer,Besafe ve Cybex.
Sonunda Cybex Sirona M I size da karar kıldık ve aldık.
Siyah renk,en önemlisi uzun bir süre daha ters gitmeni istedik güvenlik açısından,umarım hiç ihtiyaç kalmaz.Özellikleri de şurda dursun ileride bakarız

Sirona M  I Size  0-18 Kg Oto Koltuğu





YENİ CYBEX SIRONA M I-SIZE (0-18 KG) ISOFIXLI ÇİFT YÖNLÜ BEBEK ÇOCUK OTO KOLTUĞU
YENİ AVRUPA REGÜLASYONLARINA TAM UYUM
  • Cybex den yeni çift yönlü oto koltuğu. Yeni yönetmelik doğrultusunda bebeğiniz 105 cm uzunluğa ulaşana kadar geriye dönük kullanım mecburiyetini hayata geçrimek için tasarlandı.
  • Yeni Cybex Sirona M i-size, yeni Avrupa 'I-Size' regülasyonları ile uyumludur. Bu yeni standart, endüstri profesyonellerinin ve ADAC, Stiftung Warentest gibi bağımsız test kuruluşlarının en güvenli yolculuk şekli olarak mutabık kaldığı üzere , 15 aydan küçük bebeklerin geriye dönük şekilde taşınmalarını şart koşmaktadır. Oto koltuğunun geriye dönük bağlanma özelliğinin bulunması ve bu şekilde kullanılması, kaza anında bebeğin zarar görmesi riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
  • 105 cm (yaklaşık 4 yaşa kadar) geriye dönük kullanım imkanı
  • Alternatif olarak 76 cm den itibaren (yaklaşık 16 cm) öne dönük olarak kullanabilme imkanı
  • Entegre L.S.P sistemi
  • Tek elle yatış özelliği
  • Yükseklik ayarlı kafalık
  • Kilitli koltuk ayar sistemi
  • Yeni Sirona M i-size ile bebekler doğumdan 105 cm (yaklaşık 4 yaş) e kadar, geriye dönük olarak seyahat edebilmektedirler. Yeni akıllı tasarım, araç içinde çok yer kaplamadan, büyük çocuklara bile yeterli bacak seviyesi sunmaktadır. Tek elle yatış gibi ilave özellikler, ekstra kullanım kolaylığı sağlamaktadır.

    CYBEX SIRONA M I-SIZE ÖNE DÖNÜK SEKİLDE DE KULLANILABİLİR
  • Cybex Sirona M Fix i-Size, arzu edildiği takdirde, araç içinde tek bir hareket ile bazasındadn çıkartılıp, sürüş yönüne yani öne bakacak şekilde konumlandırılabilir.
  • Unutulmaması gereken, bu şekilde öne doğru kullanımın tercihi durumunda, bebeğin 16 aya ve 76 cm'e ulaşmasının beklenmesinin çok önemli olduğudur. Her halükarda mümkün olduğu sürece geriye dönük kullanımın tercih edilmesi gerekir. 

    ENTEGRE LINEER YAN DARBE KORUMA SİSTEMİ
  • Entegre Lineer Yan Darbe Koruma Sistemi (L.S.P), koltuğun yakınındaki kapı yönünde aktive edilerek, yandan gelebilecek bir darbenin olumsuz etkilerini çok erken bir safhada engeller.
  • Hem geriye hem de öne dönük kullanımlarda etkili olan Entegre Lineer Yan Darbe Koruma Sistemi (L.S.P.) kafa ve omuz koruyucu sistemler ile birlikte çalışarak, koltuğun güvenliğini önemli ölçüde arttırır.

    12 FARKLI YÜKSEKLIK AYARLI KAFA KORUMA
  • Cybex Sirona M Fix i-Size'ın kafalığı güvenlik ve konforu maksimize edebilmek için 12 farklı pozisyona ayarlanabilir. Kafalık hareket ettiğinde entegre emniyet kemeri de hareket ederek en uygun pozisyon bulunur







  • 10 Ocak 2017..5.diş

    Bugünlerde ısırma huyun geri geldi ve anlıyoruz ki yeni bir diş gelecek.
    Seni mıncıklarken kahkaha attırmaya çalıştım ve bingo! 5.diş geliyor,hatta 6.da kabarmış.
    Ön iki dişinin yanındaki dişler.
    Haydi vatana millete hayırlı olsun.
    Sırma gibi dişlerin olsun.

    Ters emekleme

    15 Ocak pazar günü ters emekledin ve çok komiktin canım oğlum.
    Bir tülü emeklemek istemiyorsun ve yürümeye çalışıyorsun,babanla biraz zorladık bu sefer de ters emekledin ama olsun çok tatlıydın.
    Seni çok seviyoruz.
    Annen.

    Yoruldum...

    Çok garip ama nedense yoruldum kelimesini hiç sevmem,çok da kullanmam.
    İnsanın yorulmasından doğal ne var ki şu hayatta.
    Bazen her şey üst üste gelir ve işin içinden çıkamazsınız ya,işte ben böyle bir hal içindeyim.
    Kendimi sıkışmış,sıkılmış ve hiç bir şeye yetişemiyor hissediyorum.
    Her zaman her şeyi kendim halletmeye çalışırken üstüne bir de mükemmel olsun istiyorum sonuç,hiç bir işimi halledemiyorum.

    * İş yerim inanılmaz yoğun ve bitmek bilmeyen o yolda gidip gelmekten çok sıkıldım.
    * Bin tane işi aynı anda yapıp karşılığını alamamaktan bıktım.
    * Sarp ile yeterince zaman geçiremiyor olmak beni çok üzüyor.
    * Eve 20.00 de gidip,sabaha kadar uyuyamamak yoruyor.
    * Gerçekten çok istediğim yüksek lisansa yeterince zaman ayıramamak,ve acaba bitecek mi diye geceleri tasalanmaktan daraldım.
    * Her şeyi hafta sonuna öteleyip,hafta sonu hiç bir şey yapamamak çok can sıkıcı.
    * Mükemmel anne olmaya çalışmak çok zor,acaba yemeğini yedi mi,düzgün beslendi mi,ayına uygun oyunlar oynuyor mu gibi kafamda deli sorular.
    * Bir hafta sonrasına bile plan yapamamak.
    * Son zamanlarda her şeyi unutmak,kullandığım tüm şifreleri unutmak ve her seferinde tekrar tekrar şifre değiştirmek (evet bloga girerken bile aynı süreci yaşadım)
    * Doğum günleri benim için çok özel olmasına rağmen,son zamanlarda herkesin doğum gününü unutmak
    * Yaşadığım sorunları / problemleri bir türlü unutamamak,affedememek
    * Kilo verememek ve sürekli yemek yemek
    * Spor yapamamak ,bir heves başladığım platese zaman ayıramamak
    * Ailece vakit geçirememek

    Daha binlercesi.
    Nasıl toparlanırım,kendime gelirim bilemiyorum ama bir yerlerden başlamam lazım,bakalım nasıl olacak.Bulmak lazım bir çare!

    Bahtsız Bedevi...

    32 yaşındayım, hayatımda ilk kez kardan dolayı servisin işe gidemediğini duydum,hemde o servis bizim servis.Herkes şuan evinde ayaklarını uzatmış otururken, ben Gazirmirde çalışıyorum.
    Hayat şahane!!!