20 Nisan 2019 Cumartesi

Bora...

O kadar yorgunum ki.
Kelimeler anlamsız kalıyor.
Ruhum on yaş yaşlanmış,yaşama sevincim kalmamış gibi.
Bunu belki daha sonra yazarım ama şimdi değil.

Yaşama tutunma nedenlerim...Sarp & Bora.
Bora o kadar hızlı büyüdü ve yol aldı ki,hala 36.haftada olduğumuza inanamıyorum.
Doktor kontrolü vardı bugün.

2982kg. / 48 cm.
Çok büyümüş,hem de pek çok.
O kadar komik ki,nstye girince tık yok,oradan kalkıyorum başlıyor tepinmeye.

Tek isteğim,sağlıkla gelmesi.
Şuan için hayat durdu ve başka bir şey istemiyorum.
Sağlıkla gel canım yavrum.

Köy yanar,kahpe taranır!

Bazen her şey o kadar anlamsızlaşır ki..
İşte o zaman çok güzel bir laf vardır...
Köy yanar,kahpe taranır...

28 Mart 2019 Perşembe

başlık bulunamadı.

Bir ay önce yazdığım her şeyin ,hayatımda aynı şekilde devam etmesi.
ve artık yazacak bir şey bile bulamamak/istememek.

8 Şubat 2019 Cuma

Ben yoruldum hayat.

Her şey üst üste gelir de nefes alamazsın ya,bu aralar böyle bir hal içindeyim.
Sürekli söylenirken buluyorum kendimi.
Ama artık alttan da alamıyorum,koşullarım gittikçe zorlaşıyor sanki.

İş yerinin evden 45km ötede olması ve iş yoğunluğu,
2.gebelikte 25.haftayı devirmenin ağırlığı ve yorgunluğu,
Sarp'a iki yıldır tek başına bakıyor olmak,
Hafta sonu Talat'ın gelecek mi,gelmeyecek mi endişesi,
Talat'a sıkıntılarımızı yansıtmama çabası,
Arabanın lastik değişimi faturası gelmesi (1.700tl)
Bakıcıyla yolları ani bir şekilde ayırmamız;
Yeni bakıcıya adapte süresi ve adapte olamama,
Okula tam alışmışken gitmek istememesi,
Haftada bir gün bir saat gittiğim yogaya bile her hafta gidememek,
Talat'ın evden 8-9 ay uzak olacak olması....

Saysam daha sayfa yetmez sanırım ki saymaya benim de nefesim yetmiyor.
Bu şartlar altında,kendimi yemeğe verme hissi ve mutsuzluğumu arttırması.
Ama gün sonunda diyorum ki sağlığımız yerinde daha ne olsun.
Böyle böyle geçiyor günler.
Sağlıklı günlerimiz olsun.
Fitnat.

14 Ocak 2019 Pazartesi

22+1 Büyüyor..

Hala bir adın yok oğlum,insanlar bazen takıntılı olduğumu,isim için zaten erken olduğunu düşünebilir ama ben artık duymaya başladığın bu haftalarda isminle seslenmenin daha güzel olacağını düşünüyorum.
Alternatifler var ama babanla biz yine karar veremiyoruz :)
Abinde de aynısı olmuştu ve kura çekmiştik,umarım bu bir aile geleneği haline gelmez :)

Hızla büyüyorsun,öyle ki karnım inanılmaz büyük ve senin hareketlerin dışarıdan bile görülebiliyor.
Aynı heyecanı iki kez yaşayabilir miyim diye düşünürken,yaşadığımı görmek inanılmaz.
Her hareketinle yerimden zıplıyorum sanki.

Abin de ilginç bir şekilde hissediyor sanırım seni,kıyafet bakıyor,kardeşim gelince şunu şunu yapacağım diye saymaya başlıyor.
Çok merak ediyorum seni ve ikinizi.
Bakalım nasıl olacaksınız,umarım tam da hayal ettiğimiz,istediğimiz gibi çok iyi anlaşan kardeşler olursunuz.

Bu hafta göz kapkaların ve kaşların oluştu.İşitme duygun gelişti.


Baby center verilerine göre,su kabağı kadarsın :) Görüntüsü şahane olmasa da sen çok tatlısın bundan eminim :)
Sağlıkla gel oğlum,
Annen.

1 Ocak 2019 Salı

Hoşgeldin! 2019.

Yeni yıl,hangimizin içine dokunmaz ki?
Hangimiz hemen dileklerimizi,umutlarımızı sıralamayız?
Hangimiz gelecek senenin,bir önceki seneden daha iyi olacağına inanmayız?
Derken geldi yine yeni bir yıl.

2018 nasıl geçti? Bence her sene gibi,iyi yanları da, kötü yanları da oldu.
Yeni yıl bize yeni umutlarla geliyor mu? Evet.
Ailemiz büyüyor,bence en güzel yanı bu.
Bambaşka planlarda var mı? Evet. Ama önümüzü çok göremediğimiz için plan halinde kalsın şimdilik buraya yazmayayım.

Talat'ın üs solunum yolu enfeksiyonu geçirmesiyle,yeni yıl tatili cumadan,benimde cumartesiden başladı.İnsan kocasının hasta olmasına sevinir mi? Evet. Hem de öyle böyle değil,başka geçirebileceğimiz zaman olmadığı için malesef bu aralar böyleyiz.
Pazartesi gününü de izin aldım,oh değmeyin keyfimize.
Yeni yılı da arkadaşlarla geçirdik,bizden çok çocuklara yaradı,eğlendiler,kudurdular.
Ee her güzel bir gün bitermiş.

Salı günü Talat'ın mesaiye dönmesi gerekiyor diye bende annemlere gideyim dedim,Sarp'ın kafası dağılsın.

Sabah Talat bize simit aldı,onları unuttuk,yoldan geri döndük.
Tam yola çıktık Beril'in dedesinin ölüm haberi geldi.
Yola devam ederken,Semih'in bebeği,Efe dünyaya geldi.
Annemlere girmeden market alışverişimizi de yapalım,yağmurda gir çık yapmayalım derken,lastiği patlattım,öyle böyle değil.
Tatil olması sebebiyle bir lastik değişimi için yüz kişiyle konuştuk.
Dönüş yolunda Sarp'ı hayatımda ilk defa böyle gördüm sanırım.Dalgın dalgın dışarıya bakıyor,her sorduğum soruya babam gelsin diyerek cevap verirken ağlıyor.

Eve geldik,kafası dağılsın diye Seval Hanımlara gittik.
Dönüşte yatma zamanı,yatağından on defa çiş kaka bahanesiyle kalktı.
En son yine babam gelsin diye,ağlama sahnesi.
Kucağıma aldım,koltukta uyutmaya çalıştım.

Canım öyle yandı ki...
Sarpın ağırlığından kaynaklı,karnıma sancının girmesi mi,yoksa vicdanımın ağırlığı mı çözemedim.
Ailece son iki yıldır zor,çok zor zamanlar geçiriyoruz.
Yıprandık,çok yıprandık.
Hepimizin yaşadıkları,bir diğeriyle aynı.
Sorumluluklarımız farklı,yaşadığımız acı,özlem,hasret aynı.
Ama insan evladını öyle görünce acının,vicdanın ağırlığı fena.
Nefesim tıkandı,boğazım düğümlendi.
Saatlerce kucağımda,öpe koklaya uyuttum.

Yine aynı sorular,yine aynı vicdan azapları.
Gelecekleri iyi olsun diye çalışırken,çaldığımız güzel yılları,zamanları.
Kim verecek bu hesabı?

Hoşgeldin! yeni yıl.
Bana çok hoş geldin.

Tek dileğim senden,sağlıklı,mutlu ve huzurlu bir yıl ol.
Sevdiklerimi alma.
Fitnat.