18 Nisan 2013 Perşembe

Düğün,bayram...

Şuan iki tane çokkk sevdiğim insan evleneceğini açıklayarak beni şoke ettiler.
Ben hala bana şaka yaptıklarına inanıyorum.
Buradan onlara sesleniyorum,ben gelmem bu oyunlara :)
Siz bu şakayı açıkladığınızda bende size bu yazıyı yollayacağımmm :)
Sizi gidi hınzırlarrr :)
Seviyorum sizi,şakalarınıza rağmen.
Sevgiler,
Fit...

17 Nisan 2013 Çarşamba

Closed...

Neden mi?
Çünkü ben babanemi çok özledim.Hem de öyle böyle değil.
Nur yüzlümdü o benim.
Ve canım hiç bir şey yazmak istemiyor....

13 Nisan 2013 Cumartesi

İstanbul...

Ne güzel şehirdir İstanbul...
24 saat canlı,tıpkı özendiğim gibi,tıpkı özlediğim gibi.
Keşke bende 24 saat canlı olabilsem,uyku denen şey olmasa :)
Şu sıralar aslında benim için yok gibi bir şey...

İstanbul'u pek severim ama sadece gezmek için,yaşanılası yer değil.
Geldiğimden beri,bin otobüse git vapura,atla vapura geç karşıya,işin bitince hooooppp hadi tekrar diğer tarafa.
Vapur keyfini oldum olası çok severim,ama iş için geldiysen,vakit nakitse o zaman pek sıkıntı oluyor.
Buraya gezmeye geleceksin,o zaman tamam gül,eğlen doya doya.
Git Nevizadeye,otur iç sabaha kadar,var mı senden keyiflisi...
Acıktın mı,patlat bir ıslak hamburger,yanında ayran...
Bakınız güzelliğe....



Bu sefer nedendir bilinmez huzursuz oldum hem de pek çok.
İstanbul sanki İstanbul değil.
Ana baba günü,etrafta bir tane tanıdık yüz yok sanki...
Hepsi yabancı,hepsi kapalı.
Dinden soğutur bunlar,adamı çileden çıkartır...

İnsanlar anlam veremeseler de benim için İzmir gibisi yok o ayrı.
Doğduğum,doyduğum yer...
Ne zaman İzmir'de olmasam 4 gözle bekliyorum dönmeyi.
Umarım en kısa zamanda gezmeye gelir,İstanbul'u doya doya yaşama fırsatım olur...
O zaman ben sevgili kocamın kanına girmeye başlayayım şimdiden,en kısa zamanda bir İstanbul kaçamağı yapalım...
(Hani belki okur bu satırlar bir sürpriz yapmak ister bana :)

İstanbul'dan sevgiler...
Fit.


9 Nisan 2013 Salı

Umut...

Her konuda umudum,mutluluğum vardır benim...
Bilirim ki 7/24 enerji doluyumdur...
Uyumasamda olur,yeter ki güzel şeyler olsun,hayatı dolu dolu yaşayayım...

Bu aralar evet bu moddan biraz çıkmış durumdayım.
Her şey üst üste geliyor sanki...
Mutsuz,umutsuz hissediyorum kendimi.
Ama geçecek,biliyorum ki buda geçecek...
Umarım en kısa sürede olur,çok da beklemeden...
Her şey yine aynı olur,umut dolu,mutlu,huzurlu ve en önemlisi sağlıklı....


Mersin...

Yıllar sonra yeniden...
Kolay değil,5 yıl geçirdiğim 4 yıldan beri de uğramadığım şehir Mersin...
Özlemişim...
Evimi,arkadaşlarımı,boş geçen zamanlarımı,faaliyetlerimi...kısacası öğrenciliği...
Öğrenci olmak güzelMİŞ :)

p:s : Ben gittiğimden beri bir sürü değişiklik olmuş tabi,ama en güzeli de Marina sanırım.
Tam bir Çeşme havası yaratmışlar,güzel olmuş.
Ve değişmeyen Mersin havası...
Bir gün sağanak yağışlı,ertesi gün sımsıcak yaz güneşi...

Yaşanan her şehir, iyisiyle,kötüsüyle güzelmiş...
Sevgiler...
Fit.

Cübbeliler...

Şaka gibi bir olay...
Belki de her gün olan ama benim başıma gelmeden anlamlandıramadığım bir olay...
Dün akşam saatlerinde kuaförden çıkmış eve doğru ilerlerken,durakta 4 adet cübbeli tipler gördüm...insan diyemiyorum,insanlıktan çıkmışlardı çünkü...
Hayret hayret bakınırken,daha doğrusu orada ne yaptıklarına anlam vermeye çalışırken,birden adamlardan biri''Ablacım inşallah bir gün kapanırsın,Allah bizi böyle istemiyor'' demesiyle ne olduğumu şaşırdım.
Sana mı sorcam...diyebildim sadece.

İnsanın nutkunun tutulması nasıl bir şeymiş bunu da öğrendim.
Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum...
O kadar üzüldüm ki...
Bundan çok değil bir kaç sene sonrasını bile hayal edemedim.
Çok yazık,bu hale gelmek,insanları birbirinden uzaklaştırıp aralarına bir örtü parçası sokmak...
Umarım benim düştüğüm karamsarlık herkese yansımaz ve çok güzel günler görürüz...

Fit...

Erzurum...

Yine,yeni,yeniden bir seyahat daha...
Erzurum,çok merak ettiğim yerlerden biri.
Tamam gezmek söz konusu olunca her yeri merak edebiliyorum :)
Erzurum'da yine çalıştık,çalıştık...
Aklımda kalanlar ise;

Cağ kebabı...
Her ne kadar yiyemesem de,yiyen insanlar çok güzel olduğunu söylüyor...
Ben şöyle çatalımın ucu ile bakayım dedim ama ı-ıhhh...olmadı...
Çok değişik lorlu pazı sarması yedim...Bunun lezzetine diyecek yok,eminim çoğu kişinin hoşuna gitmez hele ki cağ kebabı varken :)
Kadayıf dolması...Ender sevdiğim tatlılardan biri...Immmm olsa da yesek :)
Erzurum eski evleri...Sanırım her şehirde var artık :)
Eeee bir de kayak merkezi tabi ki...
ÇOk ama çok hoşuma gitti...
Yiğitlikten ödün vermeyen ben hava çok güzel hava çok güzel diyerek oraya ceketsiz gidinceeee....dondum kelimenin tek anlamı ile dondum...
Ama güzeldi...
Akın bakalım..


Sevgiler...
Fit

2 Nisan 2013 Salı

Rize...

Yemyeşilll delerdi.
Sürekli karadeniz ve yeşillikleri duymaktan içime fenalık gelse de gerçekten öyleymiş.
Çay ağaçlarını! nasıl denir ki,maki gibi şeylerdi işte.
Havanın o kadar soğuk,kış olmasına rağmen onlar inadına yemyeşildi.
Tek sorun benim çayları görünce pek şaşırmam.
Sanki hiç reklamlarda bile görmemişim.AAA çay böyle bir şey mi?

Yok nasıl olacak!
Evet resimde gördüğünüz yeşiller işte çay...


Huzurlu bir yer.
garip bir şekilde insanı dinlendiren bir havası var.
Bu arada tabi biz bu şehirlerde eşşek! gibi çalışıyoruz,tatil için gidilse nasıl muhteşem olur...
Akşam bir yere gittik,huzur veren sakin bir çay bahçesi.
tabi 304834823-9508 bardak çay içtiğimizi söylememe bile gerennnkk yok.
Bir dip not! Çayı süzmeden içiyorlar,görünce bir dumur oldum ben.
Biz üzerinde bir çöp gezse hemen değiştiririz,bu ne bea diye.
Alışkanlık sanırım.

O değilde,memleketimiz o kadar güzel ki...
Keşke kıymetini bilebilsek...
Umarım bir gün.

Fit.

Trabzon...

Bu da gecikmeli bir yazı,tıpkı bir öncekiler ve bundan sonrakiler gibi :)
Bu kadar seyahat eden biri olarak,istiyorum ki,gittiğim yerlerden bir iki notum olsun,unutmayayım.
Trabzonlarda bunlardan biri.

Karadeniz'e okadar çok gitmeyi istiyordum ki,sonunda gidebildim.İş için...
Yinede az buçuk bir fikrim oldu.
En azından havaalanına indiğimde kavga eden insanların,aslında gerçekten kavga etmediklerini,onların konuşmalarının öyle olduğunu,kuymak peynirinin çok güzel olduğunu,İzmir'de yediğimiz Trabzon tereyağının orada daha güzel olduğunu,insanların sürekli akçabat köftesi yedikleri bir yer olduğunu vs.vs.vs...

Komik bir bayimiz var orada da.
Çok iyi niyetli.
Gel gelelim,Karadenizli :)
Neden mi?
Mart ayından ve soğuklardan bahsederken: Bizim buralarda bir atasözü var,siz duymamışsınızdır...'Mart kapıdan baktırır,kazma kürek yaktırır'derler dediği an gözümün önünden gitmiyor...
Nasıl yaniiiii!!!!
Bunu bizim oralarda biz de söylüyoruz kiiii,diyemedim...

Havalimanı merkezde.
Denizin üzerine iner gibi gidiyorsun.
Hoş bir şehir...

Bir başka şehirde görüşmek dileğiyle...
Fit.

Denizli...

Evet bir seyahat macerası daha.Tamam itiraf ediyorum,geç çok geç kalınmış bir yazı...
Şubat ayında ziyaret ettim sanırım,tabi ki iş nedeniyle...

Maceralı bir yolculuk oldu bizim için.Araçla gittiğimiz için iş yerindeki arkadaşların gazabına uğradık.
Denizli mi???Amannnn 2 saatte gidersiniz,hatta gece kalmazsınız günü birlik gidip gelirsiniz dediler bize.
Bizde uydum akıllılar gaza gelip günü birlik gidelim dedik,o yol sürdü mü 4 saat.
Deli gibi yağmursa cabası.

Neyse moralleri bozmadan işimizin başına geçerek bayimizle çalışmaya başladık.
Her günün sonu gibi bugün de bitti tabi.
Akşam sızlanmalar başladı.
Hmmmm çok da geç oldu sanki,gece git sabah gel zor olacak sanki.
E kalsak mı acaba??!!!!????
Ama tabi Fitnat Hanım siz bilirsiniz yinede.
İyi de olmuş saat 19.00
Git 4 saat yarın sabah gel 4 saat.

Pofff.peki kıyafet,pijama,diş fıçası???
Evet kendime bir güzel pijama aldırdıktan sonra,diş fırçasınıda otelden ayarlayarak olayı kapattık.
Tabi bende ertesi gün 0 makyaj ve aynı kıyafetlerle güne devam etmek zorunda kaldım.
neymiş,sen eşeğini sağlam kazığa bağla,seyahate çıkarken günü birlik bile olsaaaa,haırlıklı git!

Ne demiş atalarımız:

bir musibet bin nasihatten iyidir


(itiraf ediyorum,yarısını unutmuştum,internetten baktım nasıldı diye :)

Sevgiler,
Fit.