13 Nisan 2013 Cumartesi

İstanbul...

Ne güzel şehirdir İstanbul...
24 saat canlı,tıpkı özendiğim gibi,tıpkı özlediğim gibi.
Keşke bende 24 saat canlı olabilsem,uyku denen şey olmasa :)
Şu sıralar aslında benim için yok gibi bir şey...

İstanbul'u pek severim ama sadece gezmek için,yaşanılası yer değil.
Geldiğimden beri,bin otobüse git vapura,atla vapura geç karşıya,işin bitince hooooppp hadi tekrar diğer tarafa.
Vapur keyfini oldum olası çok severim,ama iş için geldiysen,vakit nakitse o zaman pek sıkıntı oluyor.
Buraya gezmeye geleceksin,o zaman tamam gül,eğlen doya doya.
Git Nevizadeye,otur iç sabaha kadar,var mı senden keyiflisi...
Acıktın mı,patlat bir ıslak hamburger,yanında ayran...
Bakınız güzelliğe....



Bu sefer nedendir bilinmez huzursuz oldum hem de pek çok.
İstanbul sanki İstanbul değil.
Ana baba günü,etrafta bir tane tanıdık yüz yok sanki...
Hepsi yabancı,hepsi kapalı.
Dinden soğutur bunlar,adamı çileden çıkartır...

İnsanlar anlam veremeseler de benim için İzmir gibisi yok o ayrı.
Doğduğum,doyduğum yer...
Ne zaman İzmir'de olmasam 4 gözle bekliyorum dönmeyi.
Umarım en kısa zamanda gezmeye gelir,İstanbul'u doya doya yaşama fırsatım olur...
O zaman ben sevgili kocamın kanına girmeye başlayayım şimdiden,en kısa zamanda bir İstanbul kaçamağı yapalım...
(Hani belki okur bu satırlar bir sürpriz yapmak ister bana :)

İstanbul'dan sevgiler...
Fit.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder