8 Şubat 2018 Perşembe

Havale 2 / 24.01.2018

Bu kadar yoğun bir hafta olamaz.
İş yeri çok yoğun,tezimi teslim etmem lazım,okul yoğun.
Ev işleri derken bunaldım.
Düzeltmeler için Duygu & Zeyno geldi.
Talat'a mesaj attım,müsait olsa onu da çağıracaktım çok çaresiz kaldım.
Ama baktım yoğun,hallederim diye düşünerek hiç ses çıkarmadım.
Akşam Sarpı uyuttum ama ateşi var gibiydi.İlaç vermedim,halsiz gibiydi kuzum.Bir yandan tez,bir yandan da aklım hep Sarpta.Kızlar 23.30 gibi gitti Sarpın ateşini ölçtüğümde 38.8 civarındaydı.
Yalnız da olunca beni bir korku sardı ve hiç istemememe rağmen ateş düşürücü verdim bir kaşık ve Talatı aradım hemen gel diye.

Talat geldi,geve ateş yükselmeye devam etti.4te tekrar ateş düşürücü şurup verdik.Sabah 5te uyandı,ateş 39.2 kucağıma alıp emzirmeye başladım ve aynı senaryo.Gözledi dolap kapağına daldı,dolabın kapağını açıp kapamaya başladım çaresizce,sonunu bile bile.Kolları kasıldı.Talata seslendim,yatırdık hemen yatağına,sakin kalmaya çalışıyoruz,bir yandan çenesini açmaya çalışarak.Saat tuttuk,2 dakika.O an sorsalar tam iki saat.İnsanlıktan çıkıyoruz,yaşama isteği gidiyor insanın evladını o halde görünce.Doktorunu aradık,ilaca devam edin bir kez daha geçirirse hemen hastaneye götürün dedi.

Düşünüyoruz götürsek mi götürmesek mi.Uyudu sabah 10.da tekrar ateş düşürücü verdik.Yatağına yanına yattım emzirmek için.Saat 10.11.Baba,baba dedi kolu kasılmaya başladı.Allah'ım bu nasıl bir sınav.Talat geldi.Saat tuttuk 1.5 dakika.Yazarken bile mideme taş oturuyor,o anı anlatamam yaşamayan bilemez.Kimsede yaşamasın.Hemen kalktık Behçet Uz acile gittik.Damar yolu açıldı.Kan tahlilleri temiz,üst solunum yolu enfeksiyonu dediler.
Acil o kadar kalabalık ki,bir üniteye iki kişi denk geliyor.
Herkes hasta,herkes ateşli.Sarp'a şurup verdiler ama kiloya göre 7mm civarı.Biz bir kaşık veriyorduk,acaba daha fazla versek işe yarar mıydı,havale geçirmesini engeller miydi.İşte öyle büyük bir vicdan azabı ki,insanın üzerinden gitmiyor.

Ateşi düşünce sıpanın keyfi yerinde.Hastanenin içinde geziyor,şarkı söylüyor :) Ateş yükselince halsizleşiyor.Akşam nörolog geldi,bu yaşlarda havalenin normal olduğunu tek sıkıntının 24 saat içinde tekrarlaması olduğunu,önlemek için epilepsi ilacı başlanabileceğini söyledi.

EPİLEPSİ İLACI??? Bir şok daha.Acile tek refakatçı alıyorlar ve bu aşamalarda hep yalnızım.Talat bizi kapının önünde bekliyor.İnsan evladı ile ilgili herhangi bir konuda danışmak,paylaşmak istiyor.Üzerimden bir kamyon geçti,ezdi beni orada.Öyle böyle değil.Ertesi gün eeg çekilmesi için hastanede kalmamızı istediler.

Gece diğer doktorlar geldi,ateş düşürücü verdiler ve epilepsi ilacını vereceklerini söylediler.
İnternetten baktım hemen.İlacı en az 2 sene kullanman gerekiyor,kafana göre bırakımıyorsun-bıraktığında daha fazla tetikliyor-yan etkileri var.

E peki hiç bir tetkik yapılmadan ilaç vermek ne demek? Talatı aradım ve vermek istemediğimi, söyledim.Doktorların ve hemşirelerin saçma tavırları! Sorumluluğun bizde olduğuna dair kağıt imzalattılar.
Ablam geliyor,babam geliyor,talat geliyor,Sarp yemek yemiyor :(Gece Talatta geldi ara ara yanımıza.
Sarpın bir hareketi ile tüm sinir sistemimiz oynuyor.Acaba yeniden mi,acaba yine mi havale.Bu korku bambaşka bir korku.

Ertesi gün öğlene doğru bizi çıkardılar.
EEg ve Mr randevusu aldık.30 Ocak 2018.
EEg ve Mr Behçet Uza gittik,Sarpı uyutmadık orada uyuması gerekiyor diye.
Popodan ilaç verdiler,emzirmemem gerekiyordu.Kuzum memememee diye diye uyudu.
Önce MR.İçeriye birlikte girdik,o sesler beynimde büyüdü,büyüdü,büyüdü.Zaman duruyor,geçmiyor.
Oradan çıktık uyanmadan hemen EEG.Saçlarına kablolar bağlıyorlar,ne büyük çaresizlik.
Anne olmak zor dostum,evladını öyle görmek,elinden hiç bir şey gelmemesi.
Oda çekildi,çıktık birden MEME diyerek uyandı,çok komikti.O an bütün stresim gitti sanki.
Öyle keyifle emzirdim ki.

Ertesi gün 9 Eylülde nörolog randevumuz vardı.Prof.Dr.Uluç Yiş.Bir kaç kişiden ortak aynı isim çıkınca ona gitmeye karar verdik.Tek sorun sonuçlar çıkmayacaktı,neyseki Cdleri aldık.

Salı ile çarsamba arası uzadıkça uzadı.Saatler geçmedi sabah olmadı.Tüm gece uyuyamadım.Allahım sabah olsun diye dua etmek ne zor.Gün aydınlanınca tüm sorunlar geçecek,bitecek gibi.
Totem yaptım.Süslenip püslenip öyle gidecektik doktora.Giderken nergis alacaktık.İş yerinde ajandam uğur böceği yapıştırdım o gün bize uğur getirecekti.

Çıktık evden o yol yine bitmedi.Doktorun kapısından girerken bir ışık geldi sanki.Oda aydınlıktı,işte bizimde aydınlık günlerimiz gelecekti.
Doktora öykümüzü anlattık,Sarp'ı muayene etti,CDleri açtı.Ablamlarda geldiler,Sarp çocuklarla oynarken bizde doktorun ağzından çıkacak kelimeleri bekledik 4 gözle.EEg sonuçlarını incelerken iyice sinirlerim bozulmuş olsa gerek,her bir çizgiden bir şey çıkarmaya çalışıyordum.
Eveettt sonuçlarınız temiz dedi an,hiç abartısız odada takla atmak istedim

* Sonuçlar temizdi.
* Havaleler kısa süreli ve ateşliydi (ateşsiz olan havale tehlikeliymiş)
* Sarp 2 yaşına gelmek üzereydi (5 yaş üzeri havale tehlikeliymiş)
* Bazı virüsler havaleyi tetiklermiş.
* Bir kez havale geçiren çocuğun bir kez daha geçirme yüzdesi artarmış (5 yaşına kadar hala geçirme ihtimali çok yüksek)
* Ateş düşürücüyü zamanında vermek,az/çok vermek etki etmeyebilirmiş,çocuk havale geçirecekse geçirebilirmiş.
* Ailede epilepsi öyküsü olmaması genetik olma ihtimalini ortadan kaldırıyormuş.
* İLAÇ KULLANMAYA gerek YOKMUŞ
* Bazı grip ilaçlarını içmeyecekmiş,tetikleyebilirmiş.
* Gelişimi normal olduğu için bir sorun yokmuş.
* Havale geçirdiğinde,sert zemine yan yatıracakmışız,kafasını biraz geriye koyacakmışız,nefes almasını kolaylaştırmak için,müdahale etmeyecekmişiz.
* 10-15 dakikadan fazla sürerse diazem verip hastaneye götürmeliymişiz,yada hastane yakın olduğu için direk götürebilirmişiz,ki diazemde sıkıntılı bir ilaç olduğu için hastaneye götürmeyi tercih ederim.

Sonuç : Korkulacak bir şey yok.Gel bir de bize sor.Öldük öldük dirildik kelimenin tam anlamıyla.
Sağlıktan ötesi yok,heleki mezzu bahis evlatsa.

P.S. Buraya yazarken bile nefes alamıyorum sanki.Ama zaman okadar garip ki,insan ne yaşarsa yaşasın unutuyor.İleride lazım olmaz inşallah ama hatırlamak amacıyla yazdım yazdım.
Fitnat


Havale.

Yıllardır,hem de uzun yıllardır havaleden korkarım,nedensiz.
Elim hep yeğenlerimin üzerinde olmuştur.Aman ateşleri mi var? Ay bir şey olur mu? Ablama sinir krizleri geçirtecek kadar sormuşumdur,hafif ateşi var,yok mu?

Derken 'kötüyü çağırma' denen şeyi başardım.
Sarp 13 aylık olana kadar ateşlenmedi,hastalanmadı.
Bir gün yine saatinde uyuttum(21.00)  Her şey yolunda giderken geçe uyandı. Hafif ateş var gibiydi,duş aldırdık,odasında toplarıyla oynadı.Saat gece 1 oldu.Artık uyutayım ben dedim,ışıkları söndürdüm emzirmeye başladım.
Gözleri daldı.Birden kolu kasıldı.Talata seslendim hemen 'Sarp havale geçiriyor,118'i ara çabuk!
İnsanın soğukkanlı olması gereken durumlar dedikleri anlar varmış gerçekten de.118 ne? Ama aklım durdu.Kafam çalışmadı.Sarp'ın dişleri kenetlendi.Netten ne yapmamız gerektiğini okumaya çalışmak? Çok komik değil mi,o an değil.Ambulansı aradı Talat ve tüm yönlendirmeleri yaptık.

* Yan yatırın.
* Kıyafetleri sıkıyorsa gevşetin.
* Müdahale etmeyin,hava almasını sağlayın.
* (biz çenesini de açmaya çalıştık ama dişlerinin arasına bir şey koyduk mu hatırlamıyorum.

Sakinleşti.Ama o an,Allah kimseyi yaşatmasın.Bir anda kolum kanadım kırıldı.
Ambulans geldi,9 Eylüle gittik,müşade altında kaldı.Orada müdahale edilsin istemedik.Hepimiz bitiktik.Öğleden sonra kendi doktorumuza gittik.İlaç verdi,gribal enfeksiyon dedi.
Eve geldik.
Akşam tekrar,yine aynı senaryo.Yazarken bile midem bulanıp,başım dönüyor sanki.Hemen eniştemi aradık,Talatla Kent hastanesine gittik.Öyle bir fatura çıkardılar ki ne yapacağımızı bilemedik.
Oradan Behçet Uza.Damar yolu açıldı,ateşi düşürmeye çalıştılar ilaçla düşüyor,sonra yine çıkıyor.Elimiz kolumuz bağlı ne diyecekler diye bekliyoruz.
Akciğer filmi,kan tahlileri hepsi temiz ama ateş var.
Allah kimseyi o duruma düşürmesin.
Acilde en iyi sensin zaten.
iki gün kalıp çıktık,eeg,mr çekildi her şey temiz.Gribal enfeksiyonmuş.
Kuzum iki günde süzüldü ama çabuk toparlandı neyseki.
Fitnat.

İç sıkıntısı.

Ne zamandır yazamıyorum,yazmak istemiyorum tıpkı bir çok şeyi yapmak istememem gibi.
Geçen hafta iş yeri için belge vermem  gerekiyordu,e-devlete girdim ve çıktı aldım.
Fitnat Kalyoncu : Yaş 34!
Pardon??? Ben mi?
34 yaş derken?
Koskoca devlet hata yapabiliyor olabilir mi?

İçim daraldı,midem büzüldü.
30u geçince zaten kötü olmuştum ama nedense 32,33 diye düşünürken 34le karşılaşmak bende bir duvar etkisi yarattı.
Bu aralar sürekli sorgulama halindeyim hem de her şeyi.
Çok yorucu olan hayatıma bir zorluk daha ekliyorum farkında olmadan,kendi kendimi yoruyorum.

Muhtemelen yorgunluktan,kendime vakit ayıramamaktan,iş-ev-okul(başarısızlıkla sonuçlandı) arasında sıkıştım kaldım sanki.
(Okul konusu ayrı bir yazının konusu belki çünkü şuna yazmayı kaldıramıyorum.Gözlerim hala doluyorsa sıkıntı büyük.Kısaca yıllardır-ama gerçek anlamda- yıllardır emek verdiğim yüksek lisansım hocanın iki kelimesi ile yandı.)

Hiç bir anda mutlu olamıyorum gibi.Yada nelerden mutlu olduğumu unutmuş gibiyim.Odaklanıyorum ve zaman geçiriyorum sanki.Pazartesi bu var,çarşamba şu olması lazım.cumartesi gelsin bir bakarız,pazara hangi planı programı sıkıştırsam.
İyi de ne zaman nasıl mutlu olacağım,yada nasıl mutlu oluyordum?

Şu yazıyı yazarken bile kendime soruyorum,ne istiyorsun?
Mutlu bir evliliğin,muhteşem ötesi bir çocuğun( kirpi yavrusunu pamuğum diye severmiş :) ailen var daha ne istiyorsun?
Koskoca bir boşluk...

* Kendime zaman ayırmak istiyorum.
* Kilo vermek istiyorum.
* Plates,yoga yapmak istiyorum (düzenli)
* İşimde mutlu olmak istiyorum.
* Beni mutsuz eden insanlardan uzak olmak istiyorum.
* Okumak istediğim kitaplarımı okumak,çok çok okumak istiyorum.
* Fotoğraf çekmek istiyorum.
* Masaja gitmek istiyorum :)

Aslına bakılırsa,atla deve değil,hepsi yapılabilir ama olmuyor,olamıyor.
Halbuki yeni yıl daha yeni başlamıştım ama şubatı bile yarıladık.

Hadi bakalım tüm dilekler,umutlar başka bahara o zaman!
Sevgiler,
Fit.