27 Kasım 2018 Salı

Affetmek / 27.11.2018

Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.
Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı.
Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Affetmek insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir. Affetmek bir süreçtir.
Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur. Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.
Affetmek bir seçimdir. Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir. Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır. O acılar sizin acılarınız.
Affetmek kolay değildir. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
"Duygusal unutma" affetmenin diğer adıdır.
Halil CİBRAN

26 Kasım 2018 Pazartesi

Hayatta ölümden başkası yalan.

Sevmiyorum böyle yazılar yazmayı.
Ben nedense ölümü de sevmiyorum,kim sever ki?
Ben normal karşılayamıyorum,normalleştiremiyorum diyelim.

Uzak,yakın,genç,yaşlı.Her ölüm için benden bir parça eksiliyor sanki.
Ama bu seferki biraz fazla.
Teyze,anne yarısı derler ya.Bende beş tane teyze var,kimiyle daha yakın,kimiyle daha mesafeli.Mesafeli dediğime de bakmayın.
Sıralama yapmak gibi aslında.

İşte dün teyzemin cenazesindeydim.O kadar içi yanıyormuş ki insanın.Anlatılamıyor.
Annem; her zaman metanetli,dirayetli.Kadını kesseler acımaz öyle bir şey.
20 sene önce,kuzenim şehit olduğunda annem gidip,başkası gelmişti sanki.
Ben onu hiç öyle görmemiştim.
İşte şimdi yine aynı annem.Dirayetli,metanetli annem gidip,yerine başkası gelmişti.
İnsan teyzesine bu kadar üzülürken,annesi de öyle görmek çok acı.

Saatler içinde gerçekleşen ölüm.
Fenalaşma,ciğerlere pıhtı ve kalp krizi.Hepsi toplam 5-6 saat içinde gerçekleşiyor.
İnanılmaz.
Geriye sadece kocaman,nasıl yaşanacağı bilinmeyen bir acı.
Öyle büyük bir acı.

Mekanın cennet olsun teyzem.